Burnumun ve dudağımın arasını kaşıdım.
Jungkook
"Özür dilerim"Yoongi
"Hadi ama kookie yapma artık! Bak ben iyiyim"Acıyla gözlerine baktım. Yumuşak ve sevgi dolu kısık gözleriyle bakıyordu. Elini yanağıma koydu, kafamı çevirip avuç içini öptüm. Kafamı çevirip yola devam ettim. Beklemediğim bir şekilde konuyu değiştirdi.
Yoongi
"Ben kazandım"Jungkook
"Hadi ama! Bana geceye kadar şans ver bu olduğumuz durum dalgın olmama neden oldu"Uzun süre düşündü. Gözlerinde kazanmanın sevinci varken bir yandan devamında kaybetme korkusu vardı. Daha ne yaptıracağımı ben bile bilmiyordum.
Yoongi
"Hımm... Pekala"Jungkook
"Sevindim"Yoongi
"Başladın yine yüz vermemeye"Jungkook
"Bu konuyu konuşmuştuk"Yoongi
"Hastaneye gidelim Jungkook, lütfen?"Gözlerimi devirip ofladım. Elini elimin üstüne koyarak avuç içimi kendine bakacak şekilde çevirdi. Gözlerindeki acı daha belirgin bir hal aldı dokunmak istiyor ama acımasından korkuyordu.
Yoongi
"Bir cevap vericek misin?"Jungkook
"Tamam güzelim. Ama şirketi öylece bıraktım geri dönmem gerek. Çıkışta gideriz"Yoongi
"Olmaz mikrop kapar! Ya beş dakikalık şey işte hadi?"Yönümü değiştirip, hastaneye yol aldım. Yoongi içi rahatlamış bir şekilde sevgiyle bana bakıyordu. Bana nasıl kızmadığını hâlâ anlayamıyordum. İlk tanıştığımdan bu yana hep asabi olan bı dediğimi iki eden. Olay çıkaran bu adam şuan benim yaptığım şeylere sessiz kalıyordu. Bana hiç kızgın değildi. Aksine daha çok sakin, uysaldı. Hastanedeki pansumanımın ardından şirkete tekrar koyulmuştuk. Aslında yapıcak herhangi bişey kalmamıştı. Çekimler çoktan bitmiştir. Diye düşünsemde içimdeki his bir göz atmamı söylüyordu. Bu düşüncelerden ayrılmamı sağlayan şey Yoongi'nin elini uyluklarıma atması olmuştu. Okşuyordu. Siktir! Şuan burada bu haldeyken inleyemezdim. Şirket göz kadrajıma girerken öksürdüm.
Jungkook
"Bebeğim şirkete yaklaştık"Yoongi
"Biliyorum, bir sorun mu var sevgilim?"Jungkook
"Benlik bişey yok, herhangi biri görürse iyi olmaz hani"Yoongi
"Ahaha nasıl bahane üreteceğini bilmiyorsun sevgilim. Sokak bomboş"Her gün vınzır gibi arabaların dolaştığı bu sokak şuan boştu. İçimden kendime lanet ettim. Şirkete daha fazla yaklaşmamızın ardından yükselen sesler dikkatimi çekmişti. Parlayan flaşlar, bağırışlar... Hepsi şirketin arka tarafından duyuluyordu. Endişelenip arabayı park ettim ve Yoongiyle direk içeri girdik. Gözüm Namjoon'u bulunca yanıma geldi.
Namjoon
"Bay Jeon onları durduramıyoruz. Hepsi bir manşet, bir beklenti, bir merak içindeler"Jungkook
"Neler oluyor Namjoon ne manşeti?"Namjoon
"Bay Min'le hastanede ve ****** tepesinde uygunsuz şekilde yakalanmış fotoğraflarınızla dolu. Bazıları çoktan yayınlamış kapıda bir açıklama bekliyorlar. Elimizden birşey gelmiyor efendim. Polis bile müdahale edemiyor"Jungkook
"Ne yapıp edip onları burdan yolla ve odama gel. Hemen!"Namjoon
"Siz nasıl isterseniz bay Jeon"Namjoon bakış açımdan çıkarken kaybolurken Yoongi yüzü asık bir şekilde önümden ilerlemeye başladı. Ne olduğunu anlamaz bir şekilde koştum ve kolundan tutup kendime çevirdim. Kolunu çekmeye çalıştı fakat buna izin vermediğimi farkederek zorlamadı ama kaçağı hâlâ eğikti.
Jungkook
"Neyin var güzelim?"Yoongi
"Hepsi benim suçum. Bu kadar üstelemicektim. Bunlar olmayacaktı. Yakalanmayacaktık. Şimdi herşey mahvolucak. Kariyerim, sen, şirket, burdaki herkesin kariyeri, ilişkimiz... Benim yüzümden herşey mahvolucak"Jungkook
"Bebeğim saçmalama hiçbir şey olmayacak. Herşeyi halledicem"Hiç usanmadan parmaklarımı Yoonginin uzun kemikli parmaklarına kenetledim. O tedirgin davranıp elini çeksede ben sıkıca tuttum ve kalabalığın olduğu yere doğru yürümeye başladım. Yoongi'de ardımdan geliyordu. Kapıyı açıp gazetecilerin bakış açısına girdiğimizde bir anlığına sesler kesildi. Tuttuğum eli herkesin gözünün görebileceği şekilde havaya kaldırarak bağırdım.
Jungkook
"BEN JEON JUNGKOOK, MODELİST ŞİRKETLERİNİN EN ÖVGÜLÜ TEK SAHİBİ VE BU TUTTUĞUM ELİN SAHİBİ, DURUŞUYLA ÜN SALMIŞ MİN YOONGİ İLE SEVGİLİYİZ"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leave yourself to your daddy •|Yoonkook|•
Teen Fiction!!Smut içerir!! "Bembeyaz tenin bu gece kırmızıya bürünecek güzelim" "Seni arzuluyorum babacık" "Böyle devam et! Adımı inle!" Gözü korkmuş olan kedicik, cesur olmaya, bu gece Jungkook'un vahşi aslanı olmaya hazırdı.