Kendimden korkuyorum...

762 36 27
                                    

Yoongi
"oh i will call you
(Seni arayacağım)
oh, i will touch you
(Sana dokunacağım)"

Jungkook
"Yoongi!? Benden uzağa gitmelisin"

Yoongi
"Neden?"

Jungkook
"Ben bir canavarım"

Yoongi
"değilsin!"

Jungkook
"Öyleyim!"

Yoongi
"Neden böyle düşünüyorsun!?"

Jungkook
"Çünkü, çünkü dakikalar önce seni öldürüyordum! Elimin altında çırpınıyordun! Nefes alışların kesiliyordu! Kalp atışların tekliyordu! Yoongi... Git!"

Yoongi
"Gitmeyeceğim!"

Jungkook
"Yoongi git dedim sana!"

Yoongi
"Sevgilim, şurdan şuraya adımımı dahi atmıyorum!"

Jungkook
"Bana vicdan azabı mı çektirmeye çalışıyorsun!? Git işte! Benden çok daha uzak bir yere!"

Yoongi
"Jungkook kendine gel saçmalamaya başladın iyice! Yanından ayrılmayacağım!"

Gözlerim doluydu. Ayağa kalkıp arabaya doğru yürümeye başladım.

Jungkook
"O zaman ben giderim!"

Yoongi
"Neden yapıyorsun bunu bana! Neden benden uzaklaşıyorsun!?"

Jungkook
"Anlamıyor musun Yoongi! Ben bir canavarım! Dakikalar önce kontrolünü kaybetmiş, miniğini öldürmeye kalkışan koca bir canavar!"

Yoongi
"Korkmuyorum ki! Çünkü beni öldürmeyeceğini biliyorum"

Olduğum yerde duraksadım. Beni bir daha görmek istemeyeceğini düşündüğüm adam bana benden korkmadığını söyledi... Yavaşça döndüm, ona baktım. Kollarını iki yana açtı.

Yoongi
"Lütfen gel! Sarılmaya, sana ihtiyacım var!"

Gözlerimi yumdum ve derin bir nefes aldım. Miniğim beni seviyordu. Ama ona gitmeye cesaretim yoktu. Olduğum yerde başım eğik dikildiğimi görünce o bana doğru yürümeye başladı.

Yoongi
"Sevgilim?"

Kafamı kaldırdım. O da ellerini belime sarıp kafasını göğsüme dayadı. Tepkisizdim. Ona dokunamıyordum. Korkuyordum. Kendimden korkar olmuştum.

Jungkook
"Korkuyorum... Kendimden korkuyorum sevgilim. Tekrar sana zarar vermemden korkuyorum. Kontrolümü kaybetmemden korkuyorum"

Yoongi
"Sadece bana sarıl kookie"

Tedirginlikle kollarımı kaldırdım ve istediği gibi ona sarıldım. Kollarımın arasında kalan küçük bedeni bana güç veriyor, kalbimdeki kırığı onarıyordu. Gülümsedim. Bunu farketmişti ki gömleğimden açık kalan göğsüme bir öpücük kondurdu.

Yoongi
"Seni seviyorum kookiem ve hep seveceğim"

Karşılık bende boyadan yıpranmış ama hâlâ yumuşak, dağılmış saçlarına bir öpücük kondurdum. Geri çekildi ve sol elini elime kenetledi. Acı bir inleme çıktı ağzımdan, yüzümü ekşittim. Anlamaz bir şekilde bana baktı.

Yoongi
"İyi misin sevgilim? Bir şey mi oldu?"

Elimi elinden çektim ve iç tarafını ona çevirdim. Hâlâ kanlıydı. Benim suskunluğumun aksine o çok konuşuyordu.

Jungkook
"Miniğim! Endişelenecek bişey yok, merak etme iyiyim. Sadece cam biblonun bir parçası elimde kırıldı o kadar"

Yoongi
"Hastaneye gidelim kookie nolur, mikrop kapmıştır bile"

Jungkook
"Israr etmeni sevmiyorum!"

Yoongi
"A-ama, uff"

Kedi gibi yalvarır gözlerle ve dudağını büzerek bakmaya başladı. Hadi ama Yoongi! Diğer elimle elini tuttum arabaya sürüklerken aklıma gelen şeyle durup.

Jungkook
"Buraya nasıl geldin!?"

Yoongi
"Arka koltuktaydım"

Jungkook
"Ne! Ah orda ne işin vardı?"

Yoongi
"Önemi yok boşver"

Kaşlarımı çatıp bakmaya başladım.

Yoongi
"Bakma öyle ya, ağlıyodum"

Jungkook
"Sorumlusu benim"

Sesim kısık çıkmıştı. Elini elimden çekti, bir elini çeneme koyarak parmak uçlarına yükseldi ve susuz kalmış, yıpranmış dudaklarımı kendi küçük ıslak dudaklarıyla birleştirerek kısa bir hayat öpücüğü verdi. Gözlerimi kapatmış onun beni öpüşünü tüm hislerimi serbest bırakarak izliyordum. O kadar narin öpüyordu ki...

Elim onun boynuna çıktı. Ve uzun zamandır onun dokunuşlarını izleyen dudaklarım, sonunda minik alt dudağını esir aldı. Bana göre kısa olan uzun öpüşmenin ardından eski boyu yerini aldı. Son kez eğilerek saçlarından öptüm ve arabaya doğru ilerledik. Yol boyunca hiç konuşmamıştık. Ne o bişeyler söylüyor ne de ben ona bişeyler anlatıyordum. Tek yaptığı elimi vitese atacağım sırada benden önce davranıp vites değiştirmesi oluyordu. Canımın yandığını o da biliyordu. Sesimi çıkarmadan yola devam ettim.

Leave yourself to your daddy •|Yoonkook|•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin