Hepinize selam.Twitterda yayınladığım hikayemi ısrarlarınız üzerine burada yayınlamaya karar verdim.Yayınladığım ilk 8 bölümü de dahil olmak üzere bundan sonra bütün bölümler buradan yayınlanacak.Oylamayı,yorum yapmayı ve hem buradan hem twitterdan beni takip etmeyi unutmayııın 🎈(❁'◡'❁)
*****************
Aybike'den...
Sabah her şeyi unutmuşcasına kalkıp üniformamı giyindim.Çok düşünmek de zararlıydı sonuçta,akışına bırakmak ve kararlarımın arkasında durmak beni düzlüğe çıkarırdı zaten..
-"Kızım sabah sabah sarma mı yenir Allah aşkına?"dedi annem.
-"Anne kermes gününde satamadıkların bunlar,baksana bitmemiş.Oğulcan dadanmadan bitirmem lazım."dedim ağzıma bir tane daha atıp afiyetle yerken.
-"Tamam onları da yanına al bari okulda yersin,geç kalacaksınız.Hem benim işim gücüm var hadi kış kış."deyip mutfaktan beni resmen kovaladı.Tabaktaki sarmaları bir kaba koyup bahçeye çıktım.
-"Oo sisterım sarma yiyorsun haber vermiyorsun."deyip kaptaki sarmaya atılan Oğulcan'ın eline vurup kabı iyice kendime bastırdım.
-"Kermes günü bir tane sattıysan beş tane yemişsindir zaten sen.Ben hiç yiyemedim."dedim.
Asiye ve Ömer de bahçeye geldiğinde bahçeden çıkıp durağa gittik.Havadan sudan muhabbet ettiğimiz otobüs yolculuğu bittikten sonra otobüsten inip birkaç metre ötedeki okulumuza ilerledik.
"-Bizim Ömer ile ufak bir işimiz var.Siz girin okula,geliriz birazdan.Aybike sen benim şu çantamı da al sırama bırak."diyen Oğulcan biz bir şey diyemeden ağır çantasını omzuma asmış ve Ömer'i sürükleye sürükleye ilerlemişti
-"Günaydın Asiye arkadaşım."deyip bir anda cin gibi önümüzde beliren Doruk da geldiğinde bahçeye tek gireceğimi anladım.
Onlara gülümseyip duraktan ayrıldım.İki çantayı taşımak bir o kadar zorken,bir de üstüne kucağımda kütüphaneye vereceğim kitaplar ve sarma kutusu vardı.
Tam bahçeye girmek üzereyken dış kapının önünde arkamdan gelen kızlar beni önemsemeden koluma çarpınca elimdeki kitaplar ve Oğulcan'ın çantası yere devrildi.
"-Allah kahretsin ya.Önünüze baksanıza gerizekalılar!"deyip oflayarak yere eğildim.
-"İyi misin? Yardım edeyim istersen."diyene kafamı kaldırıp baktım.
Simsiyah ve oldukça pahalı görünen arabasını kilitleyip yanıma yaklaştı.
-"Şu an hiç yalan söyleyemeyeceğim.Yardım etsen çok iyi olur."dedim.
Şaşkın bir gülümsemeyle bana bakıp tıpkı benim gibi yere eğildi ve kitapları toplamama yardımcı oldu.
Simsiyah saçlı,ela gözlü ve uzun boyluydu.Ayrıca o kadar pahalı bir arabası olmasına rağmen burada okuyan hiçbir gerizekalı gibi züppe ve kendini beğenmiş durmuyordu.Ayrıca üniforması da yoktu.Demek ki bizim okuldan değildi.
Ben niye analiz yapıyordum?!
İkimiz de ayağa kalktık ve elinde tuttuğu kitaplarımı bana uzattı.
-"Çok sağol ya,en azından onlar gibi bakmakla yetinmedin ve yardım ettin."deyip tebessüm ettim.
Ağzı açık ayran budalası gibi şaşkın bir halde bana bakarken daldığı yerden kurtarmak için parmağımı şıklattım.
-"He..şey.Teşekküre gerek yok,rica ederim."deyip yutkunarak gülümsedi.
Tuhaf davranıyordu sanki.
-"Bu arada şey..ben Tolga."deyip gülümseyerek elini uzattı.Elimde o kadar çok şey vardı ki elini sıkamamıştım.İkimizde bu hale tebessüm ederken ben konuştum.
-"Elini sıkamasam da tanıştığıma memnun oldum.Aybike ben."
-"Ben geçen sene mezun oldum buradan,üniversitedeyim şimdi.Bir arkadaşım burada,dün şarj makinem onda kalmıştı onu almaya geldim."dedi gereksiz şekilde uzun açıklamasını yaparken.
"Anladım.."dedim ve etrafa bakındım.İkimiz de sessiz kalmışken hem ona teşekkür etmek için hem de göz hakkı diye bir durum olduğu için elimdeki sarma kabının kapağını açıp ona uzattım.
-"Çok severim sağol."deyip parmağının ucuyla tuttuğu sarmayı gözünü benden ayırmadan ağzına attı.
-"Ben pek becerikli değilim aslında.Bunları annem ile ağabeyim sarmıştı.Kendisi sarma konusunda benden daha iyi."deyip kıkırdadım.
Berk'ten...
Tolga ve Aybike neden birbirlerine gülümsüyordu ve neden Tolga Aybike'nin elindeki kutunun içinden aldığı sarmaları yiyordu?
Kaşlarımı çatıp onlara doğru ilerlemeye başladım.
-"Hayırdır altın günü falan mı yapıyorsunuz?Sarmalar,gülüşmeler falan..E çağırsaydın ben de gelirdim Aybike,kısır getirirdim,iki lafın belini kırardık."dedim onu sinir etmek için alaycı bir ses tonuyla elindeki sarma kabına uzanırken.
Aybike hızlıca elindeki sarma kabını kendine doğru çektiğinde elim boşlukta kalmıştı.
Sinirim yavaş yavaş bozulmaya başlıyorken Aybike çatık kaşlarını benden alıp tebessümle Tolga'ya döndüm.
-"Bir gerizekalının arkadaşı olmak zor tabii,sana kolaylıklar diyorum ve ben okula gidiyorum.Tanıştığıma memnun oldum tekrardan."deyip okula doğru ilerleyecekken Tolga atılıp kolunu yavaşça tuttu.
"Şey..aslında seninle sohbet bayağı sardı,çok kafa kızsın.Diyorum ki sen bana numaranı versen,belki okuldan sonra bir yerlere gideriz."dedi ondan beklenmeycek kadar yumuşak bir sesle.
Aybike tam ağzını açıp cevap verecekken elimi Tolga'nın omzuna sertçe koyup ben cevap verdim.
-"İki psikopat birbiriniz buldunuz yapın bir şeyler tabii.Sen yorulma kardeşim ben sana veririm Aybike'nin numarasını."dedim bir yandan gülümseyip bir yandan çaktırmadan dişlerimi sıkarken.
-"Bunu söylemek çok şaşırtıcı ama bu odun kafa ilk defa işe yaradı.Numaramı sana o verir,ben geç kaldım."deyip hızlıca okula ilerledi.
Kafamı Tolga'ya çevirdiğimde gözünü bile kırpmadan yüzünde kocaman bir sırıtışla Aybike'nin arkasından bakıyordu.
-"Sarmalar nasıldı güzel miydi?Ben yiyememiştim bari sen yemişsin."dedim.
-"Ne diyorsun oğlum?"
-"Yok bir şey al şarj makineni ben derse gidiyorum."deyip eline sertçe şarj makinesini bırakıp ilerledim.
-"Oğlum hani Aybike'nin numarasını verecektin?"diye seslendi.
Hay sana da numarana da!
Telefonumu cebimden çıkarıp ekranını açtım.Yapacağım şey belliydi.
-"Aybike'nin numarasını telefonunuza attım Tolga Bey.Başka bir emriniz yoksa derse gidiyorum." deyip gözlerimi devirerek ilerledim.
Keyfim yerine gelmişti,sinsi bir sırıtışla okula girerken kendi kendime söylendim.
-"Tüh ya..köşedeki işkembecinin numarasını atmışım.Neyse artık okuldan sonra köşedeki işkembeci ile bir şeyler yaparsınız."