Yeni bölüm sınır geçince gelecektir. Sınır:600 okunma,80 oy.
Baştan söyleyeyim bölüm +16.
O yüzden linç etmek için gelecekler yallah başka yere hiçbiriniz moralimi bozamazsınız.Ama yapıcı eleştirilere elbette açığım bu zamana kadar yorumlarda bile sizlerle güldüğüm ve isteklerinize kulak vermişliğim var:)SYS ve ben sizi çok seviyoruzz,iyi okumalar.<33333.
Berk'ten...
Akşamın bu saatinde buraya gelmesine çok şaşırmıştım.İçeri geçtiğinde elektrik kesintisini fark etmiş olacak ki dikkatli adımlara tam karşıma geçip dış kapıyı kapatmıştı.
"Ne konuşacağız tam olarak?"dediğimde yüzüme okkalı bir tokat atmıştı.
Yana savrulan kafamı bir şey demeden yine ona doğru çevirdim.
"Utanmıyor musun sen salonumdaki sehpadan siyah defteri almaya?"deyip kaşlarını çatarak kollarını birbirine dolamıştı.
Sarı ve üzerinde beyaz papatyalar olan,dizinin üzerinde biten askılı elbisesinin üstüne giymiş olduğu kot ceketiyle şu an...
öhhö öhhö!
"Bana ait olanı aldım,ne var bunda?"
"İçindeki çizimler benim çizimlerim,nesi sana ait?!"
"O çizimleri çizen benim,defter de bana ait yalnız."deyip ona doğru yaklaştığımda şaşırmıştı.
"Sen..hatırlıyorsun."dediğinde gülümseyerek kafamı sallamıştım.Bir anda sevinçten boynuma atladığında ben de tam ona sarılacakken geri çekilip bu sefer de diğer yanağıma tokat atmıştı.
"Oradan bakınca kum torbası gibi mi gözüküyorum bebeğim?"deyip çeneme dokunurken sinirli sinirli konuştu.
"Bunları hatırlamana rağmen bugün nedense güya nefret ettiğin Sude denen kızla sevgili oldun?!"
"Sen de benden nefret ediyordun ama aşık oldun.İnsan nefret ettiğine aşık olamaz mıymış?"dedim gülmemek için dudaklarımı ısırırken.
"Demek bir de aşık oldun.Maşallah maşallah ya..artık bunları da onun penceresinin pervazına bırakırsın."deyip masanın üzerinden gözüne kestirdiği çilekli şekerlerle dolu kabı yere fırlatmıştı.
"Sen..beni..kıskandın."dedim her bir kelimemden sonra onu duvara doğru sıkıştırırken.Tam da ondan beklediğim bir hareketle usta bir şekilde olayı çevirmişti.
"Sen de bugün beni Tolga ile görünce kıskandın."dedi tarif edilemez bir ses tınısıyla gözlerime bakarken.
Sırtı duvara değdiğinde aramızda birkaç santim vardı.Dudaklarının tam karşısına gelecek şekilde eğildiğimde nefeslerimiz birbirine çarpıyordu.Gitmek için hareketlendiğinde iki elimi de duvara yaslayarak onu sıkıştırdım.
"İtiraf et ve buradan kurtul."dedim çatlayan sesimle fısıldayarak.
"Buradan kurtulmak istediğimi kim söyledi?Asıl sen itiraf et bugün beni kıskandın."dedi alaycı bir gülüşle.
"Evet.."dedim.Şaşırmıştı ama kendini toparlamıştı.
"Seni kıskandım.Çünkü ben seni kendi gölgemden bile kıskanıyorum."dedim kulağına doğru fısıldayarak.
Bir cevap gelmediğinde kulağının kenarına ufacık bir öpücük kondurdum.Yavaşça yutkunduğunda ondan ters bir tepki gelmediğini fark ettiğimde gülümseyerek bu seferde kiraz çiçeği kokan saçlarını yavaşça kenara çekip boynunu öptüm.
Alınlarımızı birleştirdiğimde gözlerimiz kapalıyken bana doğru fısıldadı.
"Bir sevgilin varken benimle mi öpüşeceksin Berk Özkaya?"dedi çok az aralı göz kapağımdan gördüğüm sinsi gülümsemeyle.
"Bir sorun mu var?"diye fısıldadım.
"Yoo..sadece bu kadar it bir herif olduğunu bilmiyordum."deyip göğsümden beni ittirerek bilmem kaçıncı tokadı bastı.
Kafamı kaldırdığımda ikimiz de birbirimize alaycı bir sırıtış attık ve saniyesinde birbirimize yaklaşarak dudaklarımızı hoyratca birleştirdik.
İlk seferkinden çok daha farklı,çok daha sert bir öpüşmeydi bu.Sanki..inatçılığımız yüzünden birbirimize anlatamadığımız,ruhumuzdan geçen her şeyi böyle birbirimize aktarıyor gibiydik.Bütün sırlarımızı,yaralarımızı,aşkımızı...
İki elimi de yüzüne koyarak birkaç adımda onun sırtını yine duvarla buluşturdum.Bedenlerimiz tamamiyle birbirine yapışık gibiyken saçlarımın arasına sertçe ellerini geçirmişti.Nefes almak için ayrıldığımızda alınlarımız yine birbirine yapışık kalmıştı.
"Bugün o kıza seni anlattım.Bu ben,bu da beni benden alan dedim senin çizimlerini gösterek."
"Keşke bu ben,bu da beni her defasında bütün gerizekalılıkarımda döven."deseydin dedi kıkırdayarak.
"Keyfin yerine geldi bakıyorum da.Ben hatırlayınca.."dedim yere saçtığı çilekli şekerlerden birini alıp paketini açarken.
"Sen neyi hatırladın ki?"dedi dalga geçercesine sorarak.Çilekli şekeri ağzıma attım.
"Sana ne kadar çok aşık olduğumu!"diye fısıldayıp dudaklarımızı yeniden birleştirdim.İkimizin de eli birbirimizin saçlarının arasında karışıyorken bu sefer sırtını çarpıp acıtmaması için elimi arkasına koyarak duvara yapıştırdım.
Eli göğsümün üzerine indiğinde ellerimi saçlarından çekip omuzlarındaki kot ceketi çıkarttım.Ceket yere düşerken belinden tutarak onu bir anda kucağıma kaldırınca dudaklarından kopan çığlık beni güldürmüştü.Bacaklarını belime sarmış vaziyette koltuğa oturduğumuzda dudaklarımızı ayırmadan,yana dönerek sırtını koltuğun başına yasladı.
Üzerine doğru eğildiğimde aroması bütün dudaklarıma yayılmış çilekli şekeri dilimle onun ağzına ittirdim.Hoşnut olmuşcasına çilekli şekeri dilinin altına koyarken bir yandan da öpüşmemize devam ediyorduk.
Nefes nefese kaldığını belirtircesine üzerine doğru eğilmiş beni iteklemeye çalıştığında bileklerini tutarak koltuğa yasladım.Onu sinir etmeye bayılıyordum!
Birkaç saniye sonra nefes alması için dudaklarımızı ayırır ayırmaz benim nefes almamı beklemeden dizinin üzerinde yükselmiş ve bu sefer de o benim üzerime eğilmişti.
Bana dönük olarak kucağımda oturur pozisyona geldiğinde bir elimi sırtına,bir elimi yanağına koymuştum.Alt dudağına dişlerimi geçirdiğimde ufak bir inilti atarak dilimi ısırdı.
Nefes almak için sesli bir öpücükle dudaklarımızı ayrıdığımızda ben yeniden hareketlenecekken hiç beklemediğim bir şekilde alaycı bir gülüş atarak kucağımdan kalkıp yerde duran ceketini aldı.Ceketi üzerine giyerken ellerim iki yanda açık bir şekilde kalakalmıştım.
Peşi sıra sendeleyerek ayağa kalktığımda tam kapıyı açacakken bana doğru birkaç adım atıp ellerini yanaklarıma koyarak dudağıma sert bir öpücük bırakırken çilekli şekeri diliyle benim ağzıma ittirmişti.
Bana göz kırpıp kapıyı açtı.
"Konuşmam bitti,hadi eve gidelim Ali."dedi neşeli bir sesle kapının önünde dikilen çocuğun koluna girip arabasına binerken.