Anlamlarla dolu çok tatliş ama sonu her zamanki gibi bomba bir bölümle geldim.Oy vermeyi de unutmayın lütfen.İyi okumalar🌼
Bölüm Şarkısı:Sezen Aksu-Oh Oh
Flashback
Belki bu gece ikimize de sonsuza kadar sahip olacağımız bir parça armağan eder.."Kafası allak bullak olmuş vaziyetteydi.Alkolün etkisi yavaş yavaş geçmeye başlıyordu ve kahretsin!
Bu aptal herif ne saçmalıyordu?
"Ya salak mısın kardeşim sen..yallah başka kapıya kim bilir bu şiirsel hallerle kimleri düşürüyorsun?Yok en sevdiğiniz şarkıyı dinleyecek,yok fotoğrafları silecek..Silerse silsin be!Ben hiçbirinize kalmadım.Ben kendime yeterim.Hadi eyvallah."
Sarsak adımlarla dışarı çıkan Aybike kimseye bulaşmadan bir taksi çevirdi.Cüzdanını açıp baktığında sadece beş lirasının olduğunu fark edip taksiyi es geçti ve yürümeye başladı.
Bugün günlerden 17 hazirandı.Berk'in onu terk edişinin ikinci yıldönümü aynı zaman da Aybike'nin doğum günü...O yüzdendi bu kadar içmesi,son iki senedir birkaç bira alıp Ali'nin yanında içerdi ama bu sefer daha fazla uçmak için bara gelmeyi tercih etmişti.
Görebildiği kadarıyla telefonun ekranından saate baktı.Gece yarısı olmuş ve böylece 17 haziran bitmişti.Tamı tamına 19.yaşına basan genç kız sarsak adımlarla hızlı hızlı yürüdü.
Geçen sene üniversiteyi yaşadığı şehirde kazanmasına rağmen ailesinin evinden ayrılıp Beykoz'da ufak,eşyalı bir daire tutmuştu.Ailesi ile arası son olanlardan sonra hiç iyi değildi zaten.
Burs parası,ailesinin ufak desteği ve part time işlerden kazandığı parayla öyle böyle idare ediyordu.Vic şu sıralar Fransa'daydı.Geçen hafta Ali ile nişanlanmışlardı,tabii ailelerinin kendi aralarında taktıkları bu yüzükten haberleri yoktu.
Vic İstanbul'a geldiğinde bu evi birlikte paylaşıyorlardı ve o olmadığındaki sessizlik Aybike'ye boğucu geliyordu.
Bir otobüs bulmak için durakta oturan genç kız neredeyse ıssızlaşan durakta otobüs geçmeyeceğini anlayıp Ali'yi aramak için telefonunu çıkardı.
-Dıııt.Yeterli bakiyeniz olm-
İçinden bir küfür eden Aybike yapacak bir şey olmadığını anlayıp yorgunluğunun da vermiş olduğu etkiyle kafasını duragın camına yaslamış ve bacaklarını da oturduğu bankta kendine çekerek,gün doğduğunda hayatının değişeceğini bilmeden gözlerini kapatmıştı..
********
"Noluyor ya?"Bir ağlama sesiyle uyanan genç kız bir anda gözlerini açıp etrafı taradı.Dün geceyi ve kaldığı yeri anımsayınca oflayarak zonklayan başını tuttu ve yan tarafına döndü.
Ela gözleri,henüz birkaç tel olan siyah kıvırcık saçlarıyla bir bebek sarılı olduğu incecik mavi pikesiyle yan tarafında yatıyor ve ağlıyordu.
Annesi veya babası etrafta mı diye bakınan Aybike bomboş bir yolla karşılaştığında boğazına oturan yumru ile titrek elleriyle çocuğun pikesine asılı kağıdı çıkardı.
"Özür dilerim,başına büyük bela açtım ama ona bakamam,anne ve baba olmak için çok genciz henüz 25 yaşındayız.İyi birine benziyordun ve yetimhaneye bırakırsam yetkililer tarafından peşimize düşülürdü.Ne yaparsın bilmem,karar senin.Geçen hafta aynı gün doğdu.Adı Emre..ama sen..ufacık bir şansı olması için,tutunabileceği bir umudu olması için ona başka bir isim daha koy.Özür dilerim."