Jessica'nın doğumunun ardından 1 hafta geçmişti. Jessica'nın yanından çıkıp salonda oturan Jerome' ye baktım.
-"Niye bu çocukla hiç ilgilenmiyorsun! Sürekli ben mi ilgilenicem?!"
-"Yok artık. İlgilenmiyor muyum? Daha az önce uyuttum! Sen, yere birşey düşürdüm diye bana bağırmasaydın uyanmazdı!"
-"Birşey mi?! Birşey mi?! O çok değerliydi. Maddi ve manevi değeri vardı. Başına birşey gelebilirdi!!"
-"Ya benim başıma birşey gelseydi! Hanımefendinin umrunda olmazdı değil mi?!"
-" tabiki umrumda olurdu ama konumuz bu değil! Jessica sadece benim kızım değil! Seninde kızın! Biraz ilgilensen olmaz mıydı?!"
-" yapmam gereken planlar ve düzenlemeler var. Ayrıca senin ne işin var ki?!"
-" ben yemek yapıyorum, temizlik yapıyorum, Jay ve okuluyla ilgileniyorum, senin gönlün olsun diye uğraşıyorum ve Jessica ile ilgileniyorum!! Senden tek istediğim Jessica'yı uyutmandı. Ama beyfendi öldürme planları yapsın" Jerome kızgın bir yüz ifadesiyle ayağa kalktı ve bana yaklaştı. Nefesini rahatlıla hissediyordum. Yakından yada uzaktan çok mükemmeldi. Şuan tüm bu düşüncelerimi içimde tuttum ve hala kızgın yüz ifademle karşısında dikildim. Bir anda oldukça sakin ve kısık sesle konuştu.
-" bak yavrum. Elimden geleni yapıyorum. Ama illa dersen yeterli değil daha fazla uğraşırım" bu adam neden böyleydi? Centilmen ve mükemmel... ona cevap vermek yerine sıkıca sarılmıştım. Bu anın büyüsünü Jay kaçırmıştı. Panikle yanımıza geldi.
-" dışarda... dışarda polisler var" off of yine polisler. Sonunda ses gelmişti. İçeri ateş ediliyordu. Daha taşınmadığımız için apartmandaydık. Ben hemen Jessica'nın yanına gittim. Onu kucağıma aldım ve kafasını göğsüme rasladım. Bir elimle Jessica'yı kucağımda tutuyordum, diğer elimle ise Jay'in elinden tutuyordum. Gordon apartmana gelmişti. Jerome kapının dışındaydı. Hemen çatıya koşmaya başladı. Gordon, Jerome'yi kovalıyordu. Biz saklanmıştık. Bir anda silah patladı. Çok korkmuştum. Jerome iyi miydi acaba? Ve bir silah sesi daha. Dayanamayıp yukarı çıkmıştım. Jerome çatıya zor tutunuyordu. Gordon koşarak yanımızdan geçti. Ben tam Jerome'ye yaklaşıcak ve kurtaracaktım ki Jerome 8. Kattan aşağı düşüyordu. Ona baktığımda ağlıyordum. O ise gülüyordu. Bir anda aşağıdaki arabanın üzerine düştü.
-"HAYIIIIIIR...." hüngür hüngür ağlıyordum. Jay'de bana sarılmıştı. Ben Jessica'ya sarılmıştım. Hep birlikte ağlıyorduk. Koşarak aşağı indik. Arabanın önüne geldiğimde ayakta zor duruyordum. Jessica'yı Jay'e verdim. Jay biraz daha uzaklaşmıştı. Ayaklarımın bağı çözüldü. Diz çökmüştüm. Zorla ayağa kalktım ve Jerome'nin yanına gittim. Turuncu saçlarına elimi soktuğumda elime kan gelmişti. Yeniden diz çöktüm. Ellerime baktım. Kanlı ellerim tirtir titriyordu.
Bugün Jerome'nin yere düşürdüğü, birşey dediği şey aslında Jerome'nin bana aldığı ilk hediyeydi. Polisler bize yaklaşmaya çalışınca havaya ateş ettim.
-"b-bir a-adım d-daha a-atarsanız h-hepinizi g-gözümü k-kırpmadan ö-öldürürüm" senimin ağladığım için sesim titriyordu. Polisler geri çekilmişti. Ben Jerome'nin üzerinde olduğu arabaya çıktım. Jerome kolları açık yatıyordu. Onun yanına yattım ve ona sarıldım. Ne ara akşam olmuştu ki. Ben bu sıcak kollarda olmayacaktım. Tüm gün onun cesedine sarıldım ve ağladım.
Gece gece yine bir hüzün bastı. Bu bölüm böyleydi umarım seversiniz. Sağlıcak ve mutlulukla kalın🧡🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVLERİN AŞKI {VALESKA'LAR}
Fanfictionkurgu bir hikaye bu yüzden eleştirmeye değil eğlenmeye çalışın *_* çok eğlenmeyee🤯