3. bölüm Maria Stewen

200 13 7
                                    

Biz kahvaltı yaparken kimse konuşmuyordu. Odada derin bir sessizlik vardı. Sessizliği bozan şey yan odadaki erkeklerin kavgasıydı. Sesler geliyordu.

-"hey tabitha artık erkeklerin yanına gidebilir miyiz? Kavgayı kaçırmak istemem de" konuşan Barbara'ydı. Tabitha:

-"siz burda kalın içeri bakıp gelicem" nereye gidebilirdik ki camların korkulukları vardı.

Şarjör sesi geldi. Birisi silahını doldurmuştu. Bu beni biraz germişti aslında kimse umrumda değildi ama Jerome benim için değerliydi.

Bir süre sonra Tabitha içeri girdi ve kapıyı bizim için açtı. Teşekkür edip çıktım.

Kapının önünde kala kalmıştım. Jerome kırmızı sabahlığıyla çok güzel görünüyordu ağzım açık kalmıştı

 Jerome kırmızı sabahlığıyla çok güzel görünüyordu ağzım açık kalmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Jerome bizi yeni fark etmiş olucak ki arkasını döndü ve yüzüme baktı. Şuan soytarıdan farkım yoktur herhalde diye iç geçirdim.

Bana bakarken bir anda kahkaha attı. Kahkahayla kendime gelmiştim. Jerome:

-"tatlım yakışıklı olduğumu biliyorum ama ağzına kapasan iyi edersin" dedi. Çapkın bir sırıtış atınca hafiften göz devirdim.

Sadece görünüşüm değil, karakterimde diğer kızlardan farklıydı. Diğer kızlar şuan utanıp adamın yüzüne bakamazdı ama ben koşup sarılmıştım.

Jerome'de bana sarıldığında yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım. Amaan olmakta istemiyordum zaten.

Sarılmayı bırakınca herkesin bize baktığını fark ettim.

-"ne var be? Dönün önünüze" Jerome kahkahasını tutmaya çalışırken yüzünü eliyle kapattı. Ona baktığımda gülmemek için kızarmıştı.

-"Hahahahahahaha iyice mercimeğe döndün Jerome" çok komik gözüküyordu. Dayanamayıp güldü ona eşlik ederken bir anda Theo konuştu ve tüm anın büyüsünü kaçırdı. Theo:

-"eğlencenizi bozmak istemem ama artık görev vakti" bu adamı hiç sevmemiştim çok gıcıktı bozmasan ne olurdu ki en fazla 5 dakikaya biterdi.

Bir okul otobüsünü yakıcaktık. Burası için daha büyük hayallerim vardı ama burası çok basitti. Üstümüzdeki iğrenç şeyleri saymazsak güzel görünüyorduk. Yani ben ve Jerome.

Görev yerine gittik ve Jerome'la beraber otobüse girdik. Herkes çok korkuyordu. Öğrencilerin yaşlarını sordum, çünkü benim kendime göre kurallarım vardı. Birincisi çocukları öldürmem, ikincisi...🤔 galiba bu kadar. Yaşları 17 olduğunu öğrendim. Jerome onlarla konuşuyordu bense öğrencileri gözden geçiriyordum. Bazı kızların burunları fazla havadaydı ve onları indirmek gerekirdi öyle değil mi? Bu otobüsü yanmaktan kurtarıcaktım ama bunu benim yaptığımı kimse anlamıycaktı yani sadece ölmesi gerekenler ölücekti.

Silahımı çıkarttım ve bir kaç tanesini vurdum. Jerome bana baktı. Jerome:
-"vaaay be bizim kıza bak sen"  ona sadece gülümsemekle yetindim. Otobüsten aşağı indim ve çakmağı değiştirdim. Aslında klişelere hiç girmem yani bu çocuklar bizim geleceğim o yüzden öldürmedim değil ilerinde öldürücek birileri olsa daha iyi olur ayrıca belki gelecekteki çocuğum bu gençlerin çocuğuna aşık olur. Olmazsa öldürürüm yani ne var ki.

Ben oyalanırken polis siren sesleri geldi Jerome arabayı yakmaya çalışmaya başladı ama çakmak yanmadı. Başka bir çakmakla denedi o da yanmadı. Hemen geldiğimiz arabaya bindik ve oradan uzaklaştık.

Jerome üzgün ve sinirliydi. O an pişman oldum. Keşke çakmakları değiştirmeseydim. Bir barda durduk herkes bir şeyler alıyordu ama Jerome sadece arabadan inmiş duvarın dibinde oturuyordu. Hemen yanına gittim.

-"Jerome?" Cevap vermemişti.
-"mercimek?" Yine cevap vermemişti

-"hadi ama mercimeğim sıkma canını" bana baktı. İlk defa gözlerimin içine bu denli bakıyordu. Bende ona baktım. Sanki tüm dünya durmuştu. Yanında oturuyordum zaten kafasını omzuma yasladı. Kalbim çıkmak üzereydi. (♡'♡) gözlerini kapattı ve tekrar açarken ayağa kalktı. Gülümsedi ve bana elini uzattı. Çok centilmendi. Elini tutup bende kalktım. Bende gülümsedim. Jerome:

-"şu işlerden sonra sana kostüm alalım ve birde takma isim" haklıydı. Jerome:

-"Maria Stewen, seni paylaçonun soytarısı ilan ediyorum" bir anda donup kaldım bu bizim dilimizde seni seviyorum demekti aslında yada kısaca çıkma teklifi. Bana yine elini uzattı ve hemen elini tuttum. Kabul etmiştim.

DEVLERİN AŞKI {VALESKA'LAR}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin