10

5.5K 513 98
                                        

slm sacmaligin daniskalarina hos geldiniz

Hastane yataklarından birinde beyaz tavanla bakışıyor, bir önceki hayatımda nasıl bir günah işlemiş olabileceğimi sorguluyordum.

Zehirlenmiştik.

Seul'e gidene kadar büyük bir mide bulantısı ile savaşmıştım. Jeongguk'a söylediğimde ise psikolojik olarak etkilendiğimi söylemişti. Ta ki kendisinin de mide bulantısı başlayana dek.

Hoseok biraz dinlenmemiz için aracı küçük bir dinlenme tesisinde durdurduğunda soğuk bir şeyler içip rahatlamaya çalışmıştık. Lakin hiç bir işe yaramamış hatta durumumuzu daha kötü bir hale getirmişti. İkimizde durmadan istifra ediyor, hafif baş dönmeleri yaşıyorduk. Kalan iki gram aklını da bizi hastaneye götürmeye kullanan Hoseok sayesinde özel bir hastanenin aciline başvurmuştuk.

Doktorlar ikimizide genel kontrole aldıktan sonra kan testleri yapmış ve en son ne içip yediğimizi sormuşlardı.

Jeongguk o aptal karışımdan bahsetmemiş, domuz eti yediğini söylemişti.

Ben tabii ki dürüstlükten yana idim. Bu yüzden ne olup bittiyse anlatmıştım doktorlara. Nasıl mühürlendiğimizden tut, nasıl kaçtığıma kadar hiç bir ayrıntıyı atlamamıştım.

Sonuç olarak midemiz en acil şekilde yıkanmıştı ve üç günlüğüne odaya çıkartılmıştık.

Aynı odada yan yana yatıyorduk.

Yakın zamanda yüzlerini bile görmek istemediğim için aradaki perdeyi çektirmiş, Hoseok'a da bu tarafa geçme yasağı koymuştum.

"Taehyung!?" Birden açılan kapı ve içeri giren tayfa ile başımı perdeye doğru çevirmiştim. Yoongi perdeyi bir hışım iterek yanıma gelmişti. "Aman Tanrım! Haline bak!"

Gözleri dolu dolu bana bakıyor, eliyle saçlarımı okşuyordu. Hırçın bir kedi de olsa bana özel pamuk gibi bir kalbi vardı. "İyi misin?"

"Yalan söylemeyeceğim hiç iyi değilim." Diyerek kaşlarımı çattığım sırada Jin yanımıza gelmişti. "Akıl sağlığımı şifacının eline bıraktım geldim." Gözlerimi devirerek karşımdaki ikiliye bakmış, gülümsemiştim.

"Pekte yerinde değildi." Jeongguk'un sesi ile kaşlarım çatılmıştı. Tam ağzımı açmış ona laf yetiştirecektim ki Yoongi benden önce davranmıştı. "Kes sesini! Küçük Jeon'u vermeyeyim eline!"

Hoseok'tan kopan büyük kahkaha ile Yoongi'nin sinirli surat ifadesi bir anda yok olmuş, yumuşamıştı.

"Bir arkadaşım buradaydı, onunla konuştum. Eğer yarın iyi olursanız yarın akşam çıkabileceğinizi ve üç gün beklemenize gerek olmayacağını söyledi." Jin elimi tutarak konuştuğunda bana gülümsemiş ve anlımdan öpmüştü.

"Ben hala senin bir aşirete üye olduğunu düşünüyorum. Her yerde bir tanıdığın ya da akraban var." Jimin sinsi bakışlarından birini kullandığında Jin 'imdat' diyen bir ifade takınmıştı yüzüne.

"Bu iyi olur çünkü yarından sonra kızgınlığa girebilirim." Araya giren Jeongguk ve verdiği kara haber ile bulanan midem daha da beter bir hal almıştı.

Tekrar bir kızgınlık vakası yaşamayı kesinlikle kaldıramazdım.

***

Hastanelerde çalışan her bir aşçının -ki aşçı olduklarını asla düşünmüyorum- okuduğu mektebe selamlar olsun. Nasıl bu kadar berbat yemekler yapabildiklerini gerçekten anlamıyordum. Hepsi berbattı!

who is my alpha?≮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin