20

4.4K 393 110
                                    

omaygat

"Taehyung, aç kapıyı hadi!"

Klozetin kapağını kapatıp oturduğum yerden yavaşça kalktım. Ağzımdaki ekşi ve fazlasıyla iğrenç tadı temizlemek için dişlerimi fırçalamak istemiş, lavobaya doğru ilerlemiştim.

"İyiyim, bir şey yok!" Kapıdaki Yoongi'ye seslendiğimde zorladığı kapı kulpunu bırakmıştı. Derin bir nefes verdiğini gelen sesten anlayabiliyordum. Ardından kapının altındaki gölgeler sayesinde gittiğini görebilmiştim.

Banyo dolabını açmış, diş fırçam ve macunu alarak geri kapatmıştım. Dolap kapağındaki ayna, kapattığım anda karşıma çıkmış ve berbat haldeki yüzümü incelememi sağlamıştı. Sararmış tenim, öğürmekten kızarıp yaşlanmış gözlerim ve yorgun duruşum midemi daha fazla bulandırmıştı.

Son birkaç gündür bu durumda idim. Ciddi anlamda midemi üşütmüş olmalıydım ki ne kadar çay, ilaç  denediysek hiçbiri işe yaramamıştı. Kesinlikle can sıkıcı bir durumdu. Herkes olaya farklı bir gözle bakıyor olsa da Yoongi ve ben üşüttüğümü savunuyorduk. İstifra ve bulantı dışında herhangi bir belirtim yoktu.

Seokjin ve Jimin'in düşündüğü gibi hamile olduğumu sanmıyordum çünkü baş dönmem, bayılma ya da diğer belirtiler yoktu.

Psikolojik olarakta arttığını düşünüyordum. Kızgınlığım, Jeongguk ile geçirdiğim geceden iki gün sonra bitmişti. Önceki kızgınlıklarımdan çok daha kısaydı. Mühürden sonraki ilk birliktelik olduğu için kısa sürmesini normal bulmuştum. Seokjin ise bundan tedirgin olmuş, ısrarla hastaneye başvurmam gerektiğini söylemişti.

Olabilecek her ihtimale karşı hazır değildim.

Kurdumun durumunu anlayamıyor ve üstüne bir tane de olsa belirti taşıyordum, hamilelik olarak.

Baba olmayı ister miydim, ya da buna hazır mıydım; hiçbir fikrim yoktu. Hamilelik sonucunda olacakları kestiremiyordum. Jeongguk ne derdi hiç bilmiyordum. Korkuyordum. Fakat etrafta küçücük ayakları ile koşan çocukları bir evde hissedebilme düşüncesi beni heyecanlandırıyordu.

İşim bittiğinde banyodan çıkmış ve aşağı kata inmiştim. Gözlerim Yoongi'yi ararken mutfakta ocakla uğraştığını görmüştüm. Halsiz hissediyordum, dolayısıyla adımlarımda yavaştı.

"Ne yapıyorsun?" Akşam yemeği sırası onda olmadığı sürece mutfakta fazla bulunmazdı. Şimdi ise bir şeyler ile uğraşması şaşırtıcı gelmişti.

Tam yanına dikildiğimde elindeki tencerede birkaç baharatı ile zencefili kaynattığını görmüştüm. Kokusu midemi tekrar dürtmüş, bir bulantı dalgasını daha yollamıştı.

Yüzümü buruşturduğumda kaşlarını hafifçe çattı ve boştaki elini beline koyarak masanın yanındaki oturduğum sandalyeye döndü. "Hani seviyordun böyle kokuları?" Gözlerim masada açık olan 'Mide bulantısına iyi gelen tarifler (hamileler için)' başlığını süzdüğünde garip hissetmekten alıkoyamamıştım kendimi.

"Bilemiyorum, üşüttüğüm için ola-"

"Taehyung... Açıkçası üşüttüğünü bende düşünmüyorum." Dedi ciddi ses tonunu kullanarak.

Yavaşça yutkunmuş diyecek bir şeyim olmadığı için sessiz kalmayı seçmiştim. Kısa süreli bir bakışma ardından gözlerimi kaçırdığımda oflayarak önüne döndü.

"Şu olanlara bak..."

Yoongi'nin, Jeongguk'tan haz etmediği kadar ondan bir bebeğim olmasından da haz etmeyeceğine emindim. Sevmediği insanlara asla ısınamama gibi büyük bir sorunu vardı. İlk görüşünde dahi sevmediyse ömür boyu devam ederdi düşünceleri.

who is my alpha?≮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin