07

5.1K 496 167
                                    

ikinci yazisim bolumu
CUNKU KAYDETMEMİS OC WATTY
neyse icime cok sinmedi ama firlatiyorum yapicek bisi yok

|•|

Kızgınlığa gireli dört gün oluyordu. Kendi içimde üçüncü dünya savaşını yaşıyordum resmen.

Omegam dünya da görüp görebileceğiniz en arsız varlıktı. Onu kontrol etmekte bir ülkeyi yönetmek gibi bir şeydi. Bu yüzden Jeongguk'u odadan kovmuştum. Aynı katta kalmak bile tehlikeliydi bizim için. Alt kattaki misafir odasına postalamıştım onu ve üstüne neredeyse tüm kıyafetlerine çökmüştüm. Onun kokusu olmadan uyuyamıyordum, yatağım tamamen onun kıyafetleriyle dolmuştu ilk gün. Sonradan onlarda yetmeyince yatakları birleştirmiş, tüm kıyafetlerini sermiştim. Onun yastığında yatıyor, onun battaniyesini örtüyor ve onun kıyafetlerini giyiyordum. Bunu bilse kesin kızardı ama bilmiyordu. Bilmeyecekti de. Takıntılı bir fan gibi davranıyordum.

Kendimi rehine almıştım. Kapıyı sürekli kilitli tutuyordum, yemekleri odamda yiyordum ve kimsenin odama girmesine izin vermiyordum.

Normal bir kızgınlıkta değildim. Mühür sayesinde daha da feci geçiyordu günlerim. Sürekli karın, kasık ağrısı çekiyordum ve kurdum yüzünden Jeongguk'u arzuluyordum. Onunla ilgili hayaller kuruyordum ve bu kendimden iğrenmememe sebep oluyordu. Elimden kendimi olduğu kadar rahatlatmak dışında başka bir şey gelmiyordu. Ve günde üç, dört kere soğuk duş almak zorunda kalıyordum.

Bazen dayanılmaz oluyordu ağrılarım ve hüngür hüngür ağlayıp herkesi endişelendirerek kapıma çekiyordum. Jeongguk dışında. Pek umrunda değildim.
Bazense bir kaç saatlik etkisi az olan uyku haplarından birini alıyordum.

Üstelik hiç istemeyeceğim şeyler olmuştu. Mühürlendiğimiz geceyi hatırlamıştım ve hayallerime ilham kaynağı oluyordu. Anladığım kadarıyla bayağı zevkli bir gece olmuştu ama bulunduğumuz duruma girme sebebimiz olduğu için ondan iğreniyordum.

Kızgınlığa girdiğim ilk gün -ki belirli tarihinden erken girmiştim- Jin ile küçük bir tartışma geçirmiştik. Bir önceki gece nöbet sırası onda idi ve tesadüfen bayıldığım da benimle ilgilenen doktorla beraber çalışıyordu. İsmini yeni öğrenebildiğim Bayan Tzuyu, benim nasıl olduğumu sormuştu. Jin'de benimle ilgili bilgileri verdikten sonra doktor, Jin'e bir kaç tavsiye daha vermişti. Gerçekten ilgili biriydi.

Gece saatlerinde Jin beni arayıp bir bir Bayan Tzuyu ne söylediyse hepsini anlatmıştı. Aralarında, Jeongguk ile birlikte olmakta vardı. Bunu duyar duymaz reddetmiştim ama ben ne kadar inatçı isem Jin de o kadar inatçı idi.

"Doktor iyi geleceğini söyledi işte! Zaten bir kere yaptınız ve mühürlüsünüz, ne olabilir ki!? Sağlığından daha mı önemli!?" Diyerek çemkirmişti.

Sonrasında eve geldiğinde bir tur da Jeongguk'a ısrar etmişti. Aşağıdaki bağrışlar sayesinde galibin Jeongguk olduğunu anlamıştım. Ve Jin'in de Yoongi gibi Jeongguk'a kinlendiğine de emindim.

Kabul edemezdim. Kabul edemezdi.

Evet, bir kere birlikte olmuştuk ama bu bilinçsizce olan bir şeydi. Buna mühür de dahil. Jeongguk'un bir sevgilisi olması çoğu şeyi engelliyordu. Üstelik onu seviyordu ve beni ne kadar suçlasa da onun da pişman olduğuna emindim. Veranda da Ji Eun'a "Seni seviyorum." derken ki gözlerindeki parıltı ve ses tonu kendimi kısıtlamam için yeterliydi.

Jeongguk'tan gerçekten nefret ediyordum. Ama Ji Eun'un daha fazla üzülmesini istemiyordum. Onu tanımıyordum. İsmi dışında hiçbir şeyi de bilmiyordum. Masumdu. Yaşananları öğrendiğinde ister istemez yıkılacaktı, bize kızacaktı ve belki de Jeongguk ile ilişkisini kesecekti. Bunu katiyen istemiyordum. Kendimi daha suçlu hissetmeme sebep olurdu ve buna engel olmak için her şeyi yapacaktım.

who is my alpha?≮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin