Bölüm 1) "Özel Güçler"

865 37 1
                                    

🍃💚🍃i
______________________________

Sabah gözlerimi doğum lekemin acımasıyla açtım. Vücudumu gererken uykulu gözlerimi köprücük kemiğimdeki ize götürdüm.

Kırmızılaşmaya başlaması hayra alamet bir şey değildi.

Ve hemen ardından boynum da bir acı belirtirken artık uyku falan kalmamış, acıdan hafifçe inlemiştim.

Yataktan inip ayaklarıma terliklerimi geçirirken banyoma ilerledim.

Doğum lekem kızarmaya ve kabarmaya başlaması ise uyku mahrumluğumdan dolayı gördüğüm bir şey miydi yoksa yoksa gerçek miydi ayırt edemiyordum.

Dikkatlice incelerken elimi götürdüğümde elim parmak uçlarından itibaren alev aldı.

Alev? Aldı?

Gözlerimi irileştirip çığlık atarken elimi kendimden uzak tutuyordum.

Ve bir yandan da elimi sallayarak ateşi söndürmeye çalışıyordum. Tanrı aşkına! Bu neydi böyle!

Odaya babam girdiğinde avcumdaki sıcaklık yokoldu ve elimden kaçan ben babama gözlerimi çevirdim.

"Ne oluyor Melissa?" Dediğinde elindeki gazetesi ile kahvaltı için ekmek almaya gittiğini ve döndüğünü anlamıştım. Tabi bu şuan umrumda olan son şeydi.

"Elim elim..."

Sonra bir sır verir gibi kulağına yaklaştığımda kelimeler ağzımdan istemsizce döküldü.

"Elim beni takip ediyor,"

Dikkatini bana vermiş olan babam önce bir durdu daha sonra bakışları tavana giderken diyecek bir şey bulamamış gibiydi.

Ne saçmaladığının farkında mısın? dediğinde iç sesim nefesim dudaklarımdan döküldü.

"Evet ağzımdan çıkınca farkettim."

"Kızım, hani o senin bedeninde ya. El, eklem, kol, eklem, omuz, eklem. Daha sonra kafan, içindeki fındık beynin! Bu gayet normal bir durum değil mi?" Dediğinde hala bakışlarımı görünce bana son kez baktı. Sonradan bana beyinsiz dediğini anladığımda kaşlarımı çattım. "Hey!" O ise sadece kafasını iki yana sallayarak odamdan çıktı.

Kapıya bakakalırken sertçe yutkunup aynanın karşısına geçtim. Sanırım kafayı yiyordum. Ama denemezsem de kesinlikle içimde kalırdı.

Nefesimi verirken doğum lekeme dokundum. Vee bam!

Şaka şaka bir şey olmamıştı.

Derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım. Elbette sabah sabah sersemliğimde kendi kendime uydurduğum bir şeydi.

Dolabına ilerlerken giyeceğim kıyafetlerimi çıkardım ve ardından bornozumu alıp duşa girdim.

Üzerimdeki kıyafetlerimi bir kenara atarken suyu açtım. Elimle suyun sıcaklığına bakacakken su akış yönünü değiştirdi ve yana kayarak elimden uzaklaştı.

Dur biraz, Ne yaptı ne yaptı?

Gözlerimi kırpıştırırken elimi bir daha uzattım. Ama yeniden elimden uzaklaşan su kalbimi yerinden çıkacak gibi attırmaya başlamıştı.

Çıplak bedenim artık üşümeye başladığında beş dakika ardından suyu yakalamaya çalışmam beni fazlaca sinir etmişti.

Elbette başında korkuyordum ama daha sonra bir varlığın size zarar vermemesi ve hala aynı şeye devam etmesi korkuyu geri plana atıyordu.

Ve...

Ve...

VE..

Ciddi ciddi şuan su benden kaçıyordu!

Kayıp Tanrıça'nın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin