Bölüm 11) "Kehanet"

301 14 0
                                    

🍃💚🍃i
____________________________________

Üzerime gelen güneş ışıklarıyla kalktım.

Üzerimdeki pjama takımımla banyoya giderken bir yandan kabaran saçlarımı düzeltiyordum.

Elimi yüzümü yıkarken aynaya bakıp kendime çarpık bir sırıtma bahşettim.

Uyku sersemliğimle bir oraya bir buraya ördek gibi yürürken kafamı dolaba çarpmamla kendime geldim.

Ne vuruyon be!
________________________________

"Bu da ne demek böyle?" Dedim ifadesiz suratımla. "Derslerden men edildik. Aman ne kadar üzüldüm böyle!" dedi Atalante elini alnına koyup Yeşilçam ünlülerini andıran bir şekilde. Tamam komik yapıyordu ama gülemezdim.

Gülersem çarpılırım.

Gülersem çarpılırım.

Gülersem çarpılırım.

Gülersem çarpılırım.

Gülersem çarpılırım.

Evet oldu. Yok yani çarpılmadım. Gülmedim yani.

"İyi ama neden?" Dedim herkeste teker teker göz gezdirirken kimse bir şey bilmiyordu. Dianna konuştu

"Yoksa okuldan mı atıldık?" Telaşlı gözlerle bakarken 'Ciddi misin?' bakışımı attım. Bizi okuldan atamazlardı ki. Yani umarım.

"Yok artık!" dedi Aeson. Herkeste onaylamaz mırıltılar çıkarınca Dianna'nın gülerek omuz silktiğini gördüm.

"Bence Antor'cum bizi sevdiği için işgence etmemeye karar verdi," dedi Tabiki Eolos.

"Veya Elysion'ın derslere olan aşkından ve üstün başarısından dolayı artık dersleri gerek görmüyordur. Sonuçta onda tüm evrene yetecek IQ var" Endymion kendi dediklerine gülerken ve ondan çıkan saçma seslere ben dil çıkarmış ve trip pozisyonumu almıştım. Pozisyon al, düdük ve vur.

Yazık. Sakat Galiba.

Endymion ağzını yüzünü şekilden şekile sokunca ona cevap verdim. "Efekan yapma oğlum gözlerin öyle kalıcak!" Durup dudaklarını ısırdı sonra devam etti yapmaya. Eolos'ta çarpılmış gibi eşlik etti.

Sigara iç, okuldam kaç! Ama bu son yaptığınız!

Oğlum pisuvara kim sıçtı?

Salak mısınız oğlum siz? Gerizekalı mısınız?

Bekle bunu dıştan söylemem gerekiyordu.

"Salak mısınız oğlum siz?" Cuk diye oturmuştu ama bunu söyleyen ben değildim. İçeri Aidos girdi. Arkasından da Orfe. Orfe direk konuya girdi.

"Ne oldu niye çağırmışlar?" Dedi saçlarını düzeltirken. Aethra ona bakmadan cevap verdi. "Sen sor diye!" dedi. Orfe ona baktı dudağının kenarı kıvrıldı ve gözlerini çekti.

Bir dakika bu da neydi?

"Pekala sordum. O zaman dağılabiliriz." Dedi. Tam arkasını dönmüşken müdür Antor girdi.

"Nereye Orfe? Daha yeni geldim!" Dedi Antor. Orfe bize döndü. ''Ne oluyor burda?"

Antor yalandan öksürdü. "Bunu açıklamak için burdayım."

Aethra Orfe'yi kolundan tutup yanına çekti. "Sen bir susmayı denesene!" dediğinde Orfe arkasına yaslandı ve omuz silkti.

"Çocuklar!"

Ben şiplediğim Aethra ve Orfe'ye bakarken Antor'un bağırışı ile dikkatimi aldım.

Bir şeyler anlatırken yanımdaki sıraya oturulmasıyla oraya döndüm. Kolunu sıraya koymuş, ondan destek alarak hafif ayakta durup arka cebinden telefonunu çıkaran Aidos'a bakarken oda gözlerini bana çevirdi. Mavileriyle Yeşillerim çarpıştı. Booommm. Dışin dışin dıkşın dıkşın.

Kayıp Tanrıça'nın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin