Bölüm 20) "Gizli Kütüphane"

215 7 0
                                    

🍃💚🍃l
________________________

Acışan gözlerimi kırpıştırırken kulağıma karışık gelen uğuldamaları anlamaya çalıştım.

Ama anlayamıyordum.

Sol göğsümde anlamlandıramadığım bir acı vardı. Yüzümü buruşturmak istedim. Onuda yapamadım. Nefesimi verdim. Ve kendimi kasmayı bıraktım. Gözlerimi açıp kapıyordum ama hiçbir şey netleşmiyordu. Bir şeyler hatırlamaya çalıştım. Elim boynuma gitti. Annemin kolyesini hissettim.

Uğuldamalar hala gitmemişti. Çevremdeki koca kalabalığa rağmen doğrulmaya çalıştım. Oturur pozisyona gelince elim başıma gitti. Yine anlamlandıramadığım bir baş ağrısı belirdi. Gözlerim tanıdık birileri aradı.

Uğuldamalar gitmişti. İçimde bir ağlama hissi vardı. Tanıdık biri bulamayınca yerden kalkmaya çalıştım. Bir kaç kişi yardım etmeye çalışsada olumsuz cevap verdim.

Sonunda ayağa kalktığımda sendelenirken biri belimden tuttu. Onu ittirecekken tanıdık mavi gözlere denk geldim. Karışmadım ve yardımıyla bir banka yöneldim.

Kalabalık dağılmamıştı. Biz yürüdükçe açılıyordu. Banka oturunca bitmeyen geçmiş olsunlar yağdı. Nefes verirken hepsine başımı sallamakla yetindim.

Ne olduğundan haberi olmayan bir tek ben miydim?

Ve O klişe soruyu sordum

"Ne oldu bana?" Dedim Aidos'a doğru.

En son hatırladığım babamın bana verdiği kolyeydi.

"Bilmiyorum." Daha fazlasını beklercesine bakışlar attım. Nefes verdi ve devam etti.

"Dışarda bir kalabalık vardı. Sonra 'Elysion yerde baygın yatıyor'
dediler. Geldiğimde ordaydın. Çok sürmedi uyandın zaten." Oturduğum bankta gerindim. Derin bir nefes aldım ve sırtımı dikleştirip gözlerimi kapadım. Kendimde beni ayağa kaldıracak bir güç aradım ve buldum da. Sonra ayağa kalktım. "Hadi şu parşömene bakalım." dedim. Oturduğu yerden bana baktı. Kolumu tutup banka geri oturttu.

"Buna emin misin? Şimdi?" Dedi. Bakışlarımı kaçırdım. "Annemi bulacağım Aidos."

Kendimi onaylarcasına başımı salladım ve kolyeme gitti ellerim. Ve YTO'nun yüksek şeffaf duvarlarından ilerde gözüken dağlara baktım.

"Onu bulacağım."

Bu geri dönüşü olmayan bir yoldu. Eğer başlarsam durmayacağımı biliyordum.

"Bana ihtiyacı var"

______________________________________

Kapıyı açtım, elimdeki çamurlu ayakkabılarımı yere attım ve içeri girdim. Daha sonra girmesi için de kenara çekildim. Aşağıda Orfe ve diğerlerini görmemiştik. Belki de daha uyanmamışlardı.

Benim başımda biraz bekleseler de sonra dağılan topluluğun çok umurunda olmamıştık.

Yatağa otururken elindeki parşömeni atıp tutuyordu. Kapıyı kapattı ve öylece tuhaf tuhaf baktı. Başımı arkaya attım ve gülümsedim. Neden bu kadar tedirgindi?

"Sen nasıl bir şeysin ya?"

Kaşlarını çattı.

"Ne?" Bu sefer seslice güldüm.

"Aç şu kağıdı!"

Kayıp Tanrıça'nın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin