Bölüm 28) "Tutsak"

150 6 0
                                    

🍃💚🍃d
__________________________________

Elysion'dan :

Oturduğum yatakta yere değmeyen ayaklarımı sallamaya başladım. Karşımdaki kitaptaki boş sayfalara baktım.

"O lanet olası pislik olmasaydı belki daha çok şey okuyabilirdik," dedim kendi kendime sinirle.

Sonra ise kitabı kapattım.

Çantamın ağzını tamamen açarken önce annem hakkındaki kehaneti çıkardım.

"Laikleşti bu lanet
Işıklardır sana işaret
Nârın prensesi
Döndür eskiyi geri
Söndür altı boş vaatleri
Aşkın olsun tek destekçi
Yardım edecek kişi sana ebedi.

Karar ver prenses
Ateş veya sonsuz ses
Lanet düşmeden senden
Doğru zaman gelince benden
Izdıraptan kurtulur annen. Zaman benden, hamle senden...

Avcumdaki 13. Taş
Zamana karşı olmaz şans"

Zilli'nin verdiği kağıttaki "En lanetli yerdeki bulutlatın ve denizin birleştiği ufuk çizgisinde" yazısını çıkardım.

Altına Zeus'un verdiği pusulanın ibresinin iki ucundaki"T" ve "E" harflerinin ve iki ucun birleştiği noktadaki büyük sarayın olduğu parşömeni koydum.

Onun altına, Aidos'un bunu gördüğündeki beni götürdüğü gizli kütüphanedeki kitabın parşömeni resmettiği sayfayı koydum.

Aralarında fark vardı çünkü.

Onunda altına, bulduğumuz boş sayfaları kitabı kapalı bir şekilde koydum.

Ve en altta da Aidos'un boş sayfalı kitabı bulduğumuz gün aldığı iki kitabı koydum.

Bu arada alta derken üst üste değil. Yatakta onun bir aşağısına bir aşağısına koyuyordum.

Ve daha sonra beynimi zorlayarak bir şeyler çıkarmaya çalıştım.

Gözlerim ilk nota kaydı. "Laikleşti bu lanet," diye fısıldadım. Ne laneti? Lanetten kastı neydi? Bunu çantamdan aldığım bir deftere not ettim.

1) Laneti öğren....

"Işıklardır sana işaret" diye fısıldadım. Işıklar, ışıklar, ışıklar... Aklıma gelen tek şey boş sayfalı kitaba vuran ışıktı. Oda bana neye göre kime göre işaret edebilirdi anlamıyorum.

"Nârın Prensesi" yani bana seslendiyodu. "Döndür eskiyi geri" derken benden Geçmişi istiyordu. Yani Kehanet'in sahibi olan kişi, eskisiyle, geçmişle, arasında bir fark olduğunu ve bunu düzeltmemi istiyodu. Ve o farkın nedense Lanet'le alakalı olduğunu düşünüyodum.

"Söndür altı boş vaatleri
Aşkın olsun tek destekçi
Yardım edecek kişi sana ebedi."

Altı boş vaatten bir şey anlamış değildim. Aşk konusunda da emin değildim. Aramda aşk konusu geçen tek kişi vardı. Oda Aidos'tu. Nedense direk aklıma gelen Aidos olsa da başımı sallayarak kendime gelmeyi denedim. Düşünmek istediğim son kişi bile değildi.

"Karar ver prenses
Ateş veya sonsuz ses" Prenses diye yine bana sesleniyordu. Ateş veya Sonsuz Ses'e ise yine anlam verememiştim. Ateşten kastı, babam veya güçlerim olabilirdi. Veya kendi kişiliğim. Sonsuz ses ise bende bir şey çağrıştırmıyodu.

"Lanet düşmeden senden" kısmını anlamamıştım. Açıkça üzerimde bir lanet olduğunu söylüyordu. Ama üzerimde bir lanet olsa bunu bir şekilde bilen birileri, babam, Zeus veya herhangi bir Tanrı, bana söylerdi öyle değil mi?

Kayıp Tanrıça'nın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin