Bölüm 5) "Şimşek"

486 20 0
                                    

🍃💚🍃i
_______________________________

Sınıf fazla abartılı bir tepki verirken yanımdan omzuma çarparak geçti. Bende onun arkasından gittim. Kapıdan geçerken ise Orfe ile karşılaştım ama çok da takılmadan peşinden gittim.

Kapıdan çıkar çıkmaz gürültü kesilmişti.

"Hey beklesene." diyerek ona seslendim. Sinirle arkasını döndü. Gök gürüldemesini duyabiliyordum. Koridor camdandı ve dışarıyı görebildiğim kadarıyla hava kararmıştı. Öğlen vakti?

"Ne var?" diyince duraksadım. Neden birden bu kadar kinlenmişti ki? "Neler oluyor?" dediğimde hızla yanıma geldi.

"Ne olması gerekiyor?" Dedi bağırarak. Gözlerimi kırpıştırdım. Ne olmuştu ki birden bire?

"Dengesiz misin nesin?" Dediğimde yine üzerime yürüdü.

"Artemis'in tapınağını yaktığını biliyorum!" Dediğinde bu bana biraz sebep gibi geldi. Tamam yaptığım asla doğru bir şey değildi. Ama sinirlendiği bu değildi sanki. Başka bir şeye sinirlenmiş ve buna yansıtıyordu. Yoksa az önceki muzip tavrı da olmazdı.

Ben sakince dururken o ise konuşmaya devam etti. "Aklımdan ne geçiyordu anlamıyorum. Nasıl ona benzersin?" Dediğinde bakışlarımı ona çevirdim. Sonda ki dediği şey de neydi?

"Efendim?" Dediğimde sinirli haliyle kendini toparlamaya çalıştı.

"Tanrı anıtlarını yakan lanet olası bir canavara!" Dedi. Nefes verdim. Neden ona hesap veriyordum bilmiyordum. Galiba kendimi suçlu hissettiğim içindi.

"Bilerek olmadı." Diye direttim bu sefer

"Mazlum numaralarını başkalarına sakla" dedi. Derin bir nefes verdim. Tanrı aşkına bu kini neyeydi?

Arkasına bakmadan çekip gittiğinde bende sınıfa girdim. Orfe yanıma geldi. "Niye böylesin?" diyince sinirle inledim.

"Çok sinir bozucu!" diyince bastıra bastıra o ise dudaklarımı birbirine bastırdı. "Hep öyle oldu."

Aklımı meşgul eden Aidos'u kafamdan attım.

Şuan yanımda oturup aval aval bana bakan çocuk abimdi. Ve sanırım bunu biliyordu.

Yanımıza sarışın yeşil gözlü bir kız ve sarışın mavi gözlü bir çocuk geldi. Birbirlerine çok benziyorlardı. Kız gülümseyerek elini uzattı.

"Selam, hoşgeldin. Ben Aethra. Ve bu da karde-" derken yanındaki çocuk

"Abi!" Diye sözünü kesti. Kız gülümsemesini bozmadan sahte bir tanesine dönüştürürken sabır diler gibi ona baktı ve devam etti. "Ve bu da abim Aeson. Poseidon'un ikizleriyiz!"

"Bende Elysion." dedim gülümseyerek. O sırada sıraları yan yana getirip büyüten Aeson konuştu.

"Anlatsana Elysion Dünya nasıl bir yer?" ona baktım. Ellerini birleştirmiş ve çenesini ellerine yaslamıştı, mavi gözleri ve saçının ucundaki boya olduğunu tahmin ettiğim sarı kısmı ona ayrı bir hava katıyor ve sevimli gözüküyordu.

"Orda sadece insanlar var. Yani özel güçleri falan yo-" derken zil sesi sözümü kesti.

Hoca sınıftan çıkarken bir kaç kişi başımıza gelmişti. Daha doğrusu biri sıraya balık gibi uzanmıştı. Sarı saçları ve kahverengi gözleri vardı. Bakışlarımı farkedince

"Neee? Alt tarafı mükemmel bedenim her yere uyuyor mu ona bakıyorum.
Herkes Hermes'in oğlu olmuyor." Dedi sonra yakasını tek eliyle tuttu. "Ne zor bu iş bir bilsen." dedi göz kırparak.

Kayıp Tanrıça'nın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin