Bölüm 2) "Hades"

703 33 2
                                    

🍃💚🍃s
___________________________________

Maç bitmiş, ve arabama doğru ilerliyordum. Yüzümde galibiyetten yoksun bir ifade vardı. Basit bir hazırlık maçı çokta takılacak bir şeydi.

Asıl takılacak olan şey, sabahki garipliklerin yanı sıra maçta olan orantısız gücümdü.

Vurduğum toplar çok sert gidiyordu. Hemde çok sert. Smaçım filede kalmıştı ama file delinmişti. Bloğa çıkıyodum top patlıyodu. Dublajdayken top havalanıyordu. Servis kullanıken ise dışarı çıkıyodu.

Arabamın yanına geldiğimde kapıyı açıp çantamı yan koltuğa attım. Yerime yerleşirken direksiyonuma kafamı yasladım. "Aptal kafam aptal. Ucube ucube ucube."

Kafamı direksiyona vurdum. Sonra içimde hazmedemediğim şeylerle arabadan çıktım ve yerdeki taşa sert bir tekme atıp sinirle bağırınca spor salonunum camları patladı.

Korkuyla oraya baktım.

Tamam evrensel güçler. Ergen film sahnesi çekmenin lüzumu yok. Kızma sen.

Düşe kalka, gerçek anlamda düşe kalka, arabaya binerken beynimi bu olan şeylerle meşgul etmemek için kafamda bir matematik sorusu canlandırıp çözmeye çalıştım.

Bu, sessiz bir ortamda çevreme iyice odaklandığımda gelip beni yiyeceğini düşündüğüm tuvalet canavarını kovma yöntemimdi.

Aklıma gelmezse beni yiyemezdi de.

Arabayı sürmeye başlarken kendimi biraz daha sakinleştirmiştim.

Yolun kazasız belasız geçmesi için Tanrıya dualarımı sundum.

"İsa Musa sen bizi kutsa."
_______________________________

Nihayet kendi turumun ilk durağına, tapınağına, varmıştım. Eşyalarımı arabada bırakıp kapımı kitlerken adımlarımı girişe doğru yönlendirdim. Çok insanın olmadığı tapınakta yavaş adımlarla gezerken bir yandan da elimi ibadet yaptıkları perdelerde gezdirdim.

Yukarıdan at kuyruğu yaptığım saçlarımla oynamaya başladığımda merakla etrafı inceliyordum. Aniden bir şeye çarpmamla kaşlarımı çattıp karşımdaki kişiye baktım.

"Afedersiniz," dedikten sonra yoluna gitti. Bir kaç dakika ardından adamın bağırışı duydum. "Memur bey bu kız!" dedi. Onlara döndüm. "Efendim?"

"Cüzdanımı çaldın şimdi de bilmezlikten mi geliyorsun?" Diyince ağzım açık kaldı? NE?

"Ne?" Dedim şaşkınlıkla.

"Hanımefendi üzerinizi aramamız gerekiyor." Diyince ona baktım. "Ne saçmaladığınızın farkında mısınız?" Sinirleniyorum bak.

"İşimizi zorlaştırmayın lütfen" dedi koluma uzanırken. Kolumu sertçe çekip onlardan uzaklaştım.

"Bayım, dediklerinizin algılayabiliyor musunuz?" Dedim sinirle.

Arkamdaki polislere işaret verince polisler beni tuttular. Daha fazla dayanamayıp sesimi yükselttim.

"Ne cürretle bana dokunabilirsiniz!"

Tapınaktaki tüm dikkatler üzerime toplandığında sinirle inleyerek ellerinden kurtuldum. Vücut ısım artmış, görüşüm bulanıklaşmıştı.

Gözümün seğirdiğini hissederken birinin "Ucube!" Diye bağırmasının ardından kollarımda canımı acıtmayan bir sıcaklığı hissettim. Kendime bakarken sinirden dönmüş gözlerim alev almış vücudumu garipsemiyordu.

Sanki yıllardır onlara sahipmişim gibiydi istemsiz tavırlarım...

Ardından gözlerimin önünde meleğimsi bir varlık canlandığında nefes nefeseydim.

Kayıp Tanrıça'nın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin