Bölüm 8) "Aura"

362 19 0
                                    

🍃💚🍃s
___________________________________

Normal derslerden sonra 1 saat dinlenme süremiz vardı ve şuan onun dolmasına 15 dakika vardı. Aidos, Aethra, Aeson, Orfe ve ben elementleri kullanabildiğimiz için özel bir ders görüyorduk.

Hep beraber yürürken aramızda bir muhabbet dönmüyordu. Aidos varken ve beni göz hapsine tutarken ben rahat olamıyordum.

Ne yani her saniye psikopat katiller gibi gözünü üzerime dikmese olmaz mıydı?

Yahu insan bir 'Ben napıyorum?' Der. Sıkılır falandı. Ama yok yani?

Hem o varken yapacağım şeyi de yapamıyordum. Panik oluyordum. Zeus'a herşeyi iletiyordu nasıl olsa.

Antreman yaptığımız bahçeye geldiğimizde Bayan Bucks karşımızdaydı.

"Evet çocuklar. Bugün auranızı dışarı çıkaracaksınız. Ve onun yapabileceklerini izleyeceksiniz. Ama auramızın çalınmasını istemeyiz değil mi?" sözleri bittiğinde kaşlarımı çattım.

Aura çalınabiliyor muydu?

Elleriyle oluşturduğu ışık hüzmesini etrafımıza sardı. Bu çevremizde bir yoğunluk oluşturdu. Geçit kapısından geçerkenkinden daha azdı fakat midemde bir şeyler uyanıyordu.

"Başlayalım bakalım" dedi ve ellerini birbirine çırptı. "Öne çık bakalım Orfe." dedi. Bakışlarımı çevremizi saran şeyden alıp Orfe'ye çevirdim. Orfe ise kılını bile kıpırdatmadan vücudundan onun tıpkısı ama kırmızı olan bir şey çıkardı.

Silüetin tamamını görmek için başımı kaldırmam gerektiğinde içinden haykırdım.

VAY ANASINI BE!

Karşımda ikinci bir Orfe vardı. Baştan aşağı ateş ve kocaman bir şeydi. Orfe'nin devleşmiş versiyonuydu. Bayan Bucks gururlu bir bakış attı.

Sıra ikizlerdeydi. Auraları birbirine bağlı olduklarından aynı anda yapma gibi bir zorunlulukları vardı. Betimlemek gerekirse bir adet Aeson ve Aethra'nın metrelerce büyümüş sudan oluşan versiyonlarıydı.

Auralar sahiplerinden katbekat büyüktü. Ama hepsi eşit değildi. Buradaki her bir Aura dersinde öğrenebildiğim şeyler, Auralar içindeki gücü temsil ettiğiydi. Güç ise denedikçe kendini geliştirirdi. Denemezsen içinde kendi kendini saklardı ama asla yokolmazdı. Yani auran gittikçe büyüyebilirdi.

Aeson'un aurası Orfeyi geçerken Aethra'nınki Orfe'yi geçmiş ama Aeson'u geçememişti. onlardan biraz daha yukarıdaydı. Orfe sırıttı.

"Vay dünkü bücüre bak sen!" dediğinde Aethra "Dünkü bücürün yanında bücür mü kaldın sen?" Çocuk sever gibi seslenince Orfe sırıtışını bozmadı.

"Öyle mi dersin sen?" Derken aurası ikizlerin aurasını sollayıncaya kadar büyüdü. "Orfe auranızı çıkarın derken hepsini kastediyorum. Ne yaptığını zannediyorsun?" Diyen Bayan Bucks'a döndü gözleri. "Afedersin, o zaman ben Adios'a bırakayım." Sözleri karşısında anlamsızca ikisine baktım. Ne bırakıyordu. Aethra sinirle inledi.

"Bir gün göreceksin seni geçeceğim!" derken kollarını küçük bir çocuk gibi bağladı. Orfe ise dudak büzüp bebek sever gibi Aethra'ya doğru konuştu, eli ile de saçlarını küçük bir kızı sever gibi okşadı. "Oy oy çen büyüdün de çüsüyor muçun?" Diyince Aethra dayanamayıp Orfe'nin saçlarından yanağına gelen parmağını ısırdı.

Kayıp Tanrıça'nın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin