🍃💚🍃r
_________________________________Kapının ısrarla çalınmasıyla uyandım. Yatakta gerindikten sonra kalkmaya üşendiğimi farkettim.
Arkamı döndüğümde Aidos'un hala uyuduğunu gördüm.
Bu daha gitmemiş miydi? "Senin hala ne işin var ki burada?" Diye fısıldadım kendi kendime. Sonra dürtükledim. "Şşt" diye de seslendim. "Hı?" Dedi.
"Kalk kapıyı aç!" Dedim uykulu sesimle. "Kes se..." Derken ağzını kapadım.
Çocuğun emir gücü vardı. Çenem benim her şeyimdi. Cümlenin devamını getiremezdi!
Elimin altındaki dudakları yukarıya kıvrıldı. Elimi eliyle ağzından çekti "Bana dokunmak için zaman kolluyosun," dedi. Ağzımı yamulta yamulta taklit yaparken sırıtıyordu. "Bu şeyler arada işe yarıyor." Dedi. Hala taklidini yapmaya devam ettim.
O sırada kapı çalınmasıyla elindeki elimi çektim. "Hadi kapıyı aç." Dedim. Ona sırtımı dönüp uyumaya devam etmeye çalışırken. "Senin odan senin kapın. Git sen aç!" Dedi. Kendimi kontrol ettim. Bu sefer olmamıştı. Emiri tutmamıştı yani.
"Benim odam, benim yatağım. Ama sen uyumasını biliyorsun." Dedim. Oflayarak doğruldu.
Önce kendi kendine "Kız haklı." dediğini duydum. Sonra ise ekledi "İlk mantıklı konuşman olduğu için gidip kapıyı açacağım. Ve geri geldiğimde sende sesini kesip uyuyacaksın."
Başımı salladım. Kapıya doğru giderken aklıma gelen şeyle huzur içinde kapadığım gözlerimi panikle açtım. "Aidos dur!" Derken o çoktan kapıyı açmıştı. Benim odamdaydı. Ve kapıdaki her kimse bunu yanlış anlardı. Hem, hem... Aidos yarı çıplaktı!!!!
Gelen kişi çığlığından tanıdığım kadarıyla Elektraydı. Sonra sanırım Aidos'u kesmiş olmalıydı ki "Vay bee" diyişini duymuştum.
Tam da Aidos'tan beklenildiği gibi kapıyı suratına kapattı. Sonra kapıya yaslanıp bana döndü. "Hayırlı olsun. Çocuk bekliyorlar." Dedi. Ve umursamazca yeniden buraya gelip yatağa geri yattı.
Bir porsiyon Aidos'un umursamazlığından alabilir miyim lütfen?
Yatakta sabah sabah yaşadığım şoktan dolayı uyuyamamıştım. Ve Aidos'ta bana "Siktir git. Kalk şu yataktan!" diyip beni yataktan kovmuştu. Bende yastığımla kafasına bastırmış. Onu öldürmeye çalışmıştım. Ama o beni ittirmişti. Ve küçücük ben yataktan düşmüştüm. O ise beni zerre kadar umursamayıp uyumaya devam etmişti.
Bornozumu, iç çamaşırlarımı ve havlumu alıp söylenerek banyoya girmiştim bende.
Duşumu alıp iç çamaşırlarımı giydiğimde bornozu omzuma kaba taslak attım ve saçlarımı havluma sardım.
Artık odamda sadrazam gibi gezebilirdim.
Dolabımın önüne geçip ne giyeceğim diye düşünürken ayakkabılarımı koyduğum yerde beyaz gömlek, ekoseli lacivert ve haki yeşili karışımı bir etek, lacivert kravat gördüm.
"Ne yani artık okul forması mı giyeceğiz?" Diye söylenip eğilirken sanki anlaşmışlar gibi bornozum ve havlum aynı anda yere düştüler. İkisini de alacaktım ki bir ıslık sesiyle doğruldum korku ile havlumu üzerime tuttum. Aidos hala odamdaydı!!
"Sende neymişsin bee!" Dediğinde sinirle inledim ve bir yandan utancımdan yüzüne bakamazken saydıra saydıra bulduğum her şeyi ona fırlatmaya başladım.
Önce yatakta ayağa kalktı ve ardından yastığı üzerine tuttu. Daha doğrusu kafasına. Kapıya doğru adım atarken yastığı indirdi. Üzerimde ahlaksızca gezen bakışları ile bu sefer makyaj malzemelerimi fırlatırken sesini bana duyurmak ister gibi yükseltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Tanrıça'nın Kızı
FantasyDikkatinizi çekecekse evet! Kitapta yarı tanrı okulu var. Selam, ben Melissa. Dünya'da yaşayan okuldan eve evden okula hayatı olan bir kızdım. Babamın doğum günü hediyesi hayatımı değiştirene kadar. Selam, ben Elysion. Antor'un yarı tanrı okulunda k...