[13]

543 63 138
                                    

Upuzuun ve sizi oldukça mutlu edeceğini düşündüğüm bir bölüm yazdım. Bir şey yap Elif diyordunuz, alın size bölüm. Tek ricam, ki gerçekten çok rica ediyorum, lütfen yorum yapın. İyi okumalar.

-Elif


Azer

Kat bomboştu, ve Karaca üç yan odamda kalıyordu. İçimden sinirle sabır çekerek ellerimi ensemde birleştirdim ve yattığım yatakta tavana baktım. Otel bomboş olduğu için, koridorda her şeyi çok rahat duyabiliyordum. Karaca yanlış saymadıysam 4 defa oda servisini çağırmıştı. Son on dakikadır da oldukça yüksek sesle müzik dinliyordu. 

''Ruh hastası.'' dedim kendi kendime. Sesleri engellemek için yastığı kulağıma bastırsam da, kapısını açmasıyla ses daha da yükseldi. En sonunda kapımı açıp kafamı uzattım.

''Yok artık.'' dedim yine oda servisini görünce. Karaca, sarhoş olduğu çok belli bir şekilde gülerek adama teşekkür ediyordu.

''Seni bana bela diye mi verdiler acaba?'' dedim ve kapımı geri kapattım. Yanına gitmek ve onu kontrol etmek istiyordum, ama bunu yapamazdım. Üzerine fazla gitmiştim ve hala bana çok öfkeliydi. Haksız da sayılmazdı. 

Oflayarak odadaki bütün camları açtım ve serinliğin içeri dolmasına izin verdim. Karaca içiyorsa, ben de içebilirdim bu gece. Minibardaki küçük şişelerden birini açıp kafama diktim. Yeterli olmazdı, ama hiç yoktan iyiydi en azından.

Aradan yarım saat geçtikten ve müzik daha da şiddetlendikten sonra kendimi tutamayıp ayağa kalktım. Kaç şişe içki söylemişti ve ne kadarını içmişti bilmiyordum; bana olan sinirinin hala geçip geçmediğini de. ama burada oturmaya devam edersem meraktan çatlayacaktım. 

Oda kartımı alıp kendi kapımı kapattım ve Karaca'nın odasına yürüdüm. Kapıyı çalıp açmasını bekledim ama müzik dışında hiçbir şey duymuyordum. Beklemekten sıkıldığımda kapıyı yumrukladım.

''Karaca!''

''Geliyorum!''

Karaca'nın içeriden gelen sesini duyunca tuttuğum nefesi verdim. En azından tuvalette kusmamış ya da bayılmamıştı, bu bir kazanç sayılırdı.

Kapı açılınca Karaca sarhoş olduğu çok belli bir şekilde gözlerini kısıp beni inceledi.

''Sen... Oda servisi değilsin?'' dedi pek de emin değilmiş gibi.

''Evet. Değilim.'' dedim gözlerimi devirip. Karaca bir şeyler söylemeden kapıya dayanıp elindeki şişeyi bana uzattı.

''İster misin?''

''Bence sen de içmesen daha iyi.'' deyip şişeyi elinden almak için uzansam da kolunu geri kaçırdı.

''Neden geldin?'' dedi tek gözünü kısıp bana bakarak.

''Eee...'' Onun iyi olup olmadığına bakmaya gelmiştim, ama bunu ona söylersem şişeyi kafamda kırma ihtimali vardı. Bunu göze almak istemediğim için hızlıca bir şeyler düşündüm.

''Rahat mı? Yatak falan?'' dedim çenemi kaşıyıp. Karaca kaşlarını çatıp bana baktı.

''Daha yatmadım.'' 

''Ha... Balayı suiti güzel mi bari?'' dedim omzundan arkaya bakıp. Bir yandan sipariş ettiği şişelere bakıyordum.

''Yatağın üzerinde güllerden yapılmış bir kalp vardı.'' dedi omuz silkip. Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Ben bir şey söyleyemeden kendisi konuştu.

SirayetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin