[42]

483 41 78
                                    

HalvetFC, ben geldim. Bölümümüz +18'dir (hem de nasıl +18 yani aboov) bilginize. Ha bir de, oturdum kaç kelime halvet yazdım, yorum yaparsanız makbule geçer bebekler.

Gif'i twitterdan aldım benim değildir, hak geçmesin :)

Gif'i twitterdan aldım benim değildir, hak geçmesin :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Karaca

Azer, kurduğum cümleyle gözlerini kapatıp alnını benimkine yasladı.

"Daha fazla vakit kaybetmeyelim, lütfen." diye fısıldadım dudaklarına doğru. Azer nefesini dudaklarıma doğru verince ürperdim. Azer, zaten belimde duran kollarını daha da sıkıp beni iyice kendine çekti. Onu çok uzun süredir görmemenin verdiği acı tanıdıktı, ama bu kadar zaman sonra bana dokunuşu çok yabancıydı ve tüylerimin diken diken olmasını sağlıyordu.

Azer benden geri çekilmek için hamle yapacaktı ki kollarına koyduğum ellerimi sıkıp gitmesini engelledim. Azer benim ilkim değildi, ama sonum olacaktı ve onun hissettirdiği gibi kimse hissettirmemişti daha önce. Tam da bu yüzden, Azer bana dokunur dokunmaz bir şeyler ürperiyordu içimde ve ondan ayrı kalmak işkence gibiydi. 

"Seni görmeye özellikle gelmedim. Sadece kızgınlığımdan değil..." dediğimde Azer belimdeki ellerini sıklaştırdı. Sol eli nazik hareketlerle beni okşarken sağ elini boynuma getirmişti.

"Eğer görürsem, senden tekrar ayrılamam diye korktum." dediğimde dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme oluştu.

"Sensiz geçen her dakika, ömrümden ömür gitti."

Azer'in fısıldamasıyla gözlerimi kapattım.

"Azer..."

Azer gözlerini açıp kafasını hafifçe geriye attı ve bana baktı. Boynumdaki eli daha da yukarı çıkıp baş parmağıyla kaşımı severken fısıldadı.

"Söyle güzelim."

"Ben seni çok özledim."

Azer ne istediğimi anlamıştı, beni hep anlardı zaten. Gözleri benimkilerden ayrılıp arka taraftaki odaya kaydı ve tekrar bana döndü sonra.

"Sahra içeride yatıyor." dediğinde seslice nefesimi verdim.

"Biliyorum, ama-"

Azer tek kaşını kaldırıp bana bakınca gözlerimi devirdim. Haklıydı, ama şu anda bir ayın patlamasını yaşıyor gibiydim sanki. Ve ne Azer'in üzerindeki kısa kollu beyaz tişört ne de parfümünün kokusu bana hiç yardımcı olmuyordu.

"Peki." dedim derin bir nefes verip. Kollarından ayrılacakken, Azer beklemediğim bir hızla beni kendine çekince bedenlerimiz çarpıştı. Dudaklarını kulağıma yaklaştırıp tek eli kalçama inerken fısıldadı.

"Bence banyodaki su sesi bastırır."

Kurduğu cümleyle gözlerim açılıp tekrar ürperirken, Azer elimden tutup banyoya doğru yürüdü. Kalbimin sesinin duyulmadığını umuyordum, çünkü gümbür gümbür atmaya başlamıştı. Azer kapıyı arkamızdan kapatıp kilidini attırdığında, avını kenara sıkıştırmış bir yırtıcı gibi bana bakınca, nefes alış verişim daha da hızlandı. Uzanıp duşakabinin musluğunu açtı ve tekrar bana döndü sonra.

SirayetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin