FİNE FACİAL DETAİLS, CAT LOOK

275 35 42
                                    

"Minho!" Beomgyu olabildiğince kısık sesle bağırarak seslendi ama bir işe yaramadı. Kapı kilitlenmemişti. İçeriye girebilirlerdi. Pek cesaretler yoktu ama Minho arkadaşlarıydı. Onu oradan almak zorundaydılar. "Beyler, girelim." Kapıyı açtıkları anda simsiyah bir boşlukla karşılaşmayı beklemiyorlardı tabii ki.

"Buradan daha fazla gidemeyiz. Olabildiğince çabuk bizimkilere haber verelim. Sorun şu ki, ikimizin şarjı senin telefonun yok. Yani, koşun." Üçü de koşarak diğerlerini toplamaya gittiler.

...

"Hadi açıklayın bana, siz neden oraya gidiyorsunuz?" Bang Chan endişeliydi ama sinirini saklayamamıştı. "Gidiyorsanız da neden tek başınıza gidiyorsunuz? Siz Minho'yu bilmiyor musunuz? Başına illa ki bir bale alacak." 

"Ya bırak şimdi. Benim sevgilime kim bilir ne oldu? Hadi hemen gidelim, lütfen." Hızla okula doğru yol aldılar.

...

"Biz nasıl aşağıya gideceğiz? Taehyun olsa zekice bir çözüm bulur ama biz sadece aptal barındıran bir grubuz." Beomgyu, Taehyun'un yokluğuyla şu anda dikkatini dağıtmamaya çalıştı. 

"Beyler?" Gelen sese doğru korkuyla döndüklerinde Jihyo'yu görmeyi kimse beklemiyordu. "Ne yapıyorsunuz burada?"

"H-hiç. Asıl siz ne yapıyorsunuz burada?" Jihyo elindeki tek küpeyi gösterdi.

"Küpemi düşürdüm onu almaya geldim. Ayrıca sizli bizli konuşmayın, senli benli konuşun, öyle daha rahat. Şimdi soruma cevap verin." Elindeki feneri teker teker herkesin yüzüne tuttu. "Cevap?" 

"Merakımıza yenik düşüp buraya geldik. Kapıyı açınca biri, bir şey Minho'yu içeriye çekti. Onu almak için buradayız." Jihyo şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı.

"Müdürün bile gelmeye çekindiği yere geldiniz ve daha önce hiç açılmayan kapıyı açtınız? Yetmezmiş gibi bir de arkadaşınız oraya bir şekilde gitti." Bir müddet etrafta gözlerini gezdirdi. "E güzel aksiyon. Bende sizinleyim. Hadi içeri gidelim." İleriye doğru adım attığında hepsi şaşkınlıkla baktı.

"Ya kötü bir şey olursa?" Yunho'nun korkulu sorusuyla tekrar arkasını döndü Jihyo.

"Siz arkadaşınızı kurtarmak istiyor musunuz, istemiyor musunuz?" Herkes istediklerini belli ederek başını salladı. "Güzel. Şimdi, herkes birbirinin elini tutsun. Sakın ha bırakmayın. Ne olur ne olmaz. Uzat elini." Herkes el ele tutuştuktan sonra korku başladı. Nasıl bir şey olduğundan haberleri yoktu. Oradan atlayınca her şey olabilirdi. "1... 2... 3... Atlıyoruz!" Atladılar.

"Ah acıdı!" Sonunda yere indiklerinde Seungmin totosunu yere sertçe vurmuştu. 

"Neresi burası?" Jongho'nun meraklı sorusu herkesin ilgisini çekmişti. "Burada kaç tane kapı var? Tanrı'm! Neyin içine girdik biz?" Etrafta yaklaşık 300-400 kapı vardı. 

"Hadi tamam, Minho burada? Ama nerede?" Başından beri korkan ve şikayetçi Hyunjin asla Jeongin'in yanından ayrılmıyordu. "Hangi kapıya girsek kaybolma ihtimalimizin olduğu ortada zaten. Ne yapacağız?" Bir ses duyuldu. Kocaman deliğin altında düştükleri yere bakınca Taehyun'u gördüler.

"Sadece hislere güvenmek gerekir." Dedi ve gidip 149 numaralı odanın önüne geldi." Gruplara ayrılmak daha mantıklı şu an için. Hyunjin, Jeongin ve Yeonjun 24 numaralı odaya gidin. Yunho, Hongjoong ve Jongho 298 numaralı odaya gidin. Bang Chan, Changbin ve Wooyoung 3 numaralı odaya gidin. Jihyo noona, Beomgyu ve bende 149 numaralı odaya gireceğiz. Bu odaları seçtim çünkü çarpan esinti- neyse anlamazsın siz. Tehlike riski daha az işte. Gidin. Gidelim." Beomgyu'yu yanlışlıkla yanıan almıştı. Wooyoung diyecekti ama Beomgyu ismi dökülmüştü dudaklarından.

Anti-Romantic || TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin