"Hm, tamam." Beomgyu kayaların üzerinde güzel bir yere geçti. Kimsenin onu göremeyeceği bir yerdi. Aynı zamanda kimse onu duyamazdı. "Şimdi bak beni iyi dinle! Tamam mı? Hah, başlıyorum. Bağırmama gerek var mı?" Denizin bir cevap vermesini ister gibi bekledi. "E ben bunu hayır olarak kabul ederim. O zaman başlıyorum." Derin bir nefes aldı.
3 saat sonra...
Üç saattir bıkmadan anlatmıştı. Ama artık yorulmuştu. Bitirdi ve denize elveda deyip eve doğru yol aldı.
Deniz, anlattıklarını alıp uzaklara götürmüştü. Bayağı uzaklara... Kimsenin olmadığı yerlerdi belki de. Olsa bile, birileri kimse onların kimse ait olduğunu bilmeyecekti.
Hyunjin
Aç✔ / Açma✖
"Alo Beomgyu! Nasılsın kankam?"
"I'm fine. How are you? (İyiyim. Sen nasılsın?)"
"Yoksa sen Korece'yi mi unuttun? Eyvah! Durum vahim! YEONJUN, BEOMGYU AMERİKA DA KALMAKTAN KORECE'Yİ UNUTMUŞ!"
"Geri zekalı. Unutmuş olsam, 'nasılsın kankam?' sorusuna nasıl cevap vereyim? APTAL!"
"You say right. Sorry, I didn't pay attention. (Doğru diyorsun. Üzgünüm dikkat etmedim.)"
"Sen cidden aptalsın. Neden aradın? Huzurum kaçtı amk."
"Aşk olsun."
"Aç koynuna kuşlar konsun! Sabır ya!"
"Şaka maka bir yana ben seni çok özledim."
"Tamam. İki gün içerisinde geri geleceğim."
"GERÇEKTEN Mİ!? Oghh."
"Lan öldün mü?"
"Ölmedim, bayıldım, çaktırma."
"Ne biçim insanlar arkadaşlık kuruyorum ben ya? Görüşürüz."
Aramayı sonlandırdınız
-----
"Altı, yedi aydır yokum ve zerre kadar umurunda olmadı mı bey efendinin?" Yeonjun maalesef anlamında dudak büzdüğünde derin bir nefes aldı Beomgyu. "Ahh bu çocuk cidden!"
"Beomgyu." Jongho'ya döndü herkesin bakışı. "Farkındaysan, eskisi kadar ezik değilsin. Önceden seni umursamadığı için günlerce ağlardın. Artık, iç çekiyorsun sadece. Cidden çok güçlüsün artık. Hiç birimizin yardımı olmadan kendi ayakların üzerinde durabiliyorsun. Sen ailenle beraber Kore'de zor yaşayan biriydin. Sonra bizimle tanıştın, biz sana yardım ettik. Şimdiyse Amerika'da bile tek başına yaşayabiliyorsun." Herkes birbirine baktı. Beomgyu gerçekten çok değişmişti.
"Harbi lan. Sen tek başına markete bile gidemezdin bir zamanlar." Gülümsedi Beomgyu.
"Artık korkak değilim. Aşk insanı şekilden şekile sokar derdiniz, inanmazdım. Taehyun gibi cesur olmak isterken bu hale geldim." Kendisi de çok şaşırmıştı bu duruma.
"Hyunjin'ini de yay gibi esnetip esnetip bıraktı. Jeongin de ümit verip duruyor, şerefsiz." Hyunjin sevdiğini adını her duyduğunda gülümsüyordu. Bu istemsizce oluyordu. Kısacası bir alışkanlıktı.
"Deme öyle ya. Şerefsiz değil o. O daha minicik bebiş." Hyunjin yine hayal dünyasına dalıp gitti.
"Beyler, ben Taehyun'un yanına gidiyorum. Bye." Kalkıp hızlıca oradan uzaklaştı. "Hey Taehyun." Bahçede kimsenin olmadığı bir tarafta bir şeyler düşünüyor gibiydi. Kendine seslenilmesiyle bakışlarını Beomgyu'ya çevirdi.
"Beomgyu, neredeydin bunca zaman?" Gözlerinde bir endişe vardı ama vücudu sakindi.
"Amrekia'daydım. Yokluğumu fark etmişsin sanırım. Wow, bir insanlık belirtisi. Ama hala odundan başka bir şey değilsin." Taehyun karşısındaki önceden ezik olanın söylediği şeylere şaşkınlıkla baktı. O okulun en sıska çocuğu Yeosang'a bile bunları diyemezdi. Ne ara böyle biri olmuştu? "Sana buraya bir şey söylemeye- yani sormaya geldim. Ben sana ilk seni sevdiğimi söylediğim gün bahsettiğin aşk şarkısı?..."
"Biliyorsun, ne olduğunu." Beomgyu gülümsedi ve başını salladı. Kimse o şarkıyı Beomgyu kadar iyi bilemez ve sevemezdi.
"Mwodeun nae du sonkkeuteseon burinake domangga meolli (Parmaklarımın arasından kayıp gidiyor her şey)" Taehyun'da, Beomgyu'ya eşlik etti.
"I know it's real, ı can feel it. (Biliyorum gerçek bu, hissedebiliyorum.)" Bu şarkının sözlerini yıllar önce birbirlerini tanımazken kendileri yazmıştı. Ardından Taehyun bu şarkıya ilginç bir nefret kusup onu satmıştı. Sonra kendisi, Anti-Romantic isimli şarkıyı yazmıştı. O gün bugündür, ikisi de o iki şarkıyı asla dinlemedi.
"Senin yüzünden yok oldu bu şarkı. Diğer o senin yazdığın da yok oldu. Ben bu şarkıyı yazarken ne kadar mutluydum- ah pardon, senin gibi taş kalplilerin umurunda olur mu bu? Sen ve senin gibi oruspular sadece kendi çıkarlarını düşünürler. Hayattan siktir olup gidin o zaman. Neden binlerce kalp kırmak zorundasınız? Sen kalbinin siyah küllere dönüşmesinden korkarken, ben kalbimin varlığından bile emin değildim. Bir daha sakın, bu iki şarkıyı söyleme. Sakın!" Beomgyu orada gittiğinde Taehyun'un ilk defa kendisi için ağladığını görememişti.
-----
"Olanları duydunuz mu?"
"Hayır, ne olmuş?"
"Okulun taş kalplisi Taehyun şu minik sürtük Beomgyu yüzünden ağlamış. İnanabiliyor musunuz?" Beomgyu bir kaç kişiyi dedikodu yaparken duymuştu. Kendisine sürtük dendiğinide duymuştu tabii ki.
Şu sıralar çok yorgun hissediyordu. İçindeki her şeyi bağıra bağıra Taehyun'a söylemek istiyordu. Ama onun umurunda değildi ne de olsa.
"Beomgyu." Gözündeki yaşları hızlıca silip Yeonjun'a döndü. Ama Yeonjun onun ağladığını anlamıştı. "Taehyun yüzünden ağladığının farkındayım. Sana, onunla alakalı bir şey söyleyeceğim." Beomgyu duymak istemez gibi başını salladı. "Bu cidden önemli."
"Onunla ilgili önemli olan ne olsa boş çıkıyor. Tamamen milletin beynini yıkamak amaçlı olmuyor mu hep?" Yeonjun yanılıyorsun der gibi iki yana salladı.
"Öyle ama-... Bu öyle değil diyorum. Neden dinlemek istemiyorsun? Gerçekten önemli bu." Beomgyu seslice nefes verdi.
"Söyle, ne var?"
"Taehyun, ilk önce İngiltere'ye gitmeyi düşünmüş. Ailesi gidiş yollarını kapattırınca Lovesong ve Anti-Romantic şarkılarını satın almaya çalışmış. Ama onu da yapamamış. Geçmişini gözden geçirip in-tihar etmek istemiş. Kendine zarar vermiş olabilir." Beomgyu'nun gözleri anında doldu, yaşlar teker teker akmaya başladı.
"NEREDE?"
"Evindeymiş." Beomgyu okuldan uyarılara rağmen hızla çıktı. Güvenlik bile hayli kızmıştı ama onu duymamıştı bile.
Beomgyu, Taehyun'a sinirli olabilirdi. Ama hala ona aşıktı. Asla ölmesine izin vermyecekti. Sevdiğini ölmesinin acısının nasıl bir şey olduğunu Huening Kai ona detaylarına kadar anlatmıştı. Beomgyu bunu da yaşamak istemiyordu.
|||
Bu bölüm diğerlerinde daha uzun oldu
Taehyun artık illallah dedirtti yani
Bir dur çocuk be
Sağı solu belli olmuyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anti-Romantic || Taegyu
RomanceTaehyun aşktan, romantizmden, sevmekten, sevilmekten, ilişkilerden nefret ederdi. Bunu yapan insanlarla iletişim kurmazdı. Kısacası hiç kimseyle iletişim kurmazdı. Anne ve babasıyla bile çok mecbur kalmadıkça konuşmazdı. Beomgyu, ona aşık en özel in...