6.7

3.5K 200 815
                                    

"Aslında hâlâ bu şeyi terk edip kaçmak için geç değil," dedi Louis uzun süre dışarıda kaldığı için neredeyse akışkan bir hâle gelmiş ve pastanın üzerinde kesinlikle şekil almayan kremaya garip gözlerle bakarak.

Israrla pastanın kenarını düzlemek için çabalarken ona ters bir bakış attığımda, sırıtarak omuz silkmişti.

"Bu senin suçun," dedim sabrımın taşmak üzere olduğunu belirten bir sesle. Bir yandan da tabağı döndürerek, kremayı kenarlara eşit bir şekilde yaymaya çalışıyordum ama inatçı krema akıp akıp duruyorken, asla istediğim pürüzsüz şekli almıyordu.

Louis arkama geçip ellerini sinsi bir şekilde belimin iki yanına bırakırken, "Aslına bakarsan," diye mırıldandı çenesini de omuzuma yaslayarak. "Benimle inatlaşman tamamen senin suçundu, güzelim. Çünkü haklı çıktım, kesinlikle mutfakta iyi değilsin."

Ne yaptığımı pek de düşünmeden anlık sinirle kalçalarımı sertçe geriye iterek kendimi Louis'nin kasıklarına çarptığımda, "Ah, sikeyim," diye bir ses yükseldi kulağımın dibinde ve hemen sonrasında Louis iki büklüm şekilde geri çekildiğinde, göz ucuyla baktım kızarmış suratına.

Onu umursamadan pasta kremasını yaymaya devam etmeme karşılık, "Doğmamış çocuklarımızı öldürdün ve hâlâ o sikik pastayla mı uğraşıyorsun?" diye sordu sinirle.

"Kızdığında ağzın bozuluyor," dedim sakin bir şekilde, sonunda başarmış sayılırdım. Ona mutfakta çok da kötü olmadığımın bir kanıtı olacaktı bu pasta. Bir an önce dolaba koyabilirsem, akışkan krema pek de sorun olmazdı.

"Eğer canım bu kadar acımasaydı, bu yaptığın hareketin sonu altımda olmanla sonuçlanacaktı. Ama canım gerçekten acıyor ve beni gerçekten kızdırdın, küçük kurbağa."

Tam ona doğru dönüp bana kurbağa dediği için çıkışacaktım ki, kolumun kenarından uzanıp, pastaya şap diye ses çıkartarak inen el yüzünden çenem ayrılacak kadar aşağıya, zorlasam göğüsüme değecek kadar düştü. Gözlerim korkutucu bir şekilde yuvalarından çıkmak ister gibi pastaya gömülmüş olan ele bakakalmışken, Louis'nin pastayı elinin içerisine doğru yavaşça toplayışına da, ultra HD bir şekilde tanık olmuştum.

Şaşkın bir balık gibi donakalmamı fırsat bilen Louis, elindeki pasta yumağını suratıma bulayarak daha da şaşırmama neden olduğunda, burnuma kadar giren pasta yüzünden ağzımdan soluyarak ona doğru döndüm yavaş, oldukça yavaş bir şekilde.

"Sen ne yaptın?" dedim şokla onun suratına bakmaya devam ederken. Şaşkınlığım o kadar baskındı ki, sinir küpüne dönmem gereken yerde, tek yapabildiğim alık bir aptal gibi Louis'nin keyiften dört köşe olmuş suratını izlemekti. "Sen gerçekten de saatlerce uğraştığım şeyi bozdun mu?"

Yüzüme yaklaşarak çenemi tuttuğunda, hâlâ dudaklarım açık bir biçimde ve gözlerim kocamanken onun kafamı bir o yana, bir bu yana çevirip suratımı sahte dikkati eşliğinde çatık kaşlarla incelemesini izliyordum.

Sonunda çenemi serbest buraktığında, parmaklarına bulaşan kremayı yalarken, "Öyle görünüyor," dedi omzunu silkerek.

Sanki onun bunu söylemesini beklemişim gibi beynimde bir şimşek çakarken, Louis alevlenmiş gözlerime temkinli bir bakış attı. Sonrasıysa saniyeler içerisinde gelişti.

Henüz tadına bile bakamadığım pastadan bir parçayı iki elimle avuçlarken, Louis'nin kaçmak için bile vakit bulamayacağı bir hızla iki yağına doğru sertçe yapıştırdım.

Daha sonra tıpkı onun gibi çenesini yakaladım ve aynı şekilde yüzünü yalancı bir dikkatle incelerken, "Aman Tanrım," dedim şaşkınlıkla. "Gerçekten de öyle görünüyor, haklısın."

𝐂𝐨𝐧𝐧𝐞𝐜𝐭𝐞𝐝𝟤.𝐦𝐞//𝐋𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐒𝐭𝐲𝐥𝐢𝐧𝐬𝐨𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin