1.8

3.7K 348 309
                                    

Harry garip bir keyif ve ürpertiyle yediği kurabiyenin üzerine kahvesinden koca bir yudum alarak, ağzındaki lokmayı yumuşattıktan sonra yuttu. O sırada kapıdan içeri giren Sam, Nerd ve Rose ile birlikte, henüz bitmemiş olan kahvesini aceleyle önündeki kısa bacaklı küçük masanın üzerine bırakarak ayaklandı. Gitmeliydi.

Ancak Sam ve Nerd karşılıklı konulmuş siyah tekli deri koltuklara otururken, Rose da yanına gelip, omzundan sert olmayacak şekilde bastırarak kalktığı gibi geri oturmasını sağlamıştı. O da yanına otururken, "Kaçamazsın, küçük kurbağa," demişti şakacı bir tavırla.

Harry utanç içerisinde çaktırmamaya çalışarak Sam ve Nerd'e baktı, onların hiçbir suçu yokken onlara çıkışmış sayılırdı. Sinirlendiğinde tamamen kendisini kaybederek mantığını yitiriyordu. Sessizdi, ama korkak değildi. Hatta fazla cesurdu. Utangaç kişiliğine ters düşecek bir cesaretti bu. Ayrıca sırf bu yüzden birçok kavgaya karışmışlığı olurdu. Dışarıdan bakılınca o sessiz çocuğun böyle vukuatlara karışmasıysa, etrafındakileri, yani okuldakileri ve yakın çevresindekileri her zaman çok şaşırtmıştı.

Ancak her genç gibiydi işte. Kanı deli çağlıyordu damarlarında.

Sam ve Nerd onu çoktan affetmişlerdi bile. Sonuçta Harry onların artık çok sevdiği arkadaşları hâline gelmişti, ayrıca kapıdan içeri girdikleri andan itibaren, onun suratından okunan pişmanlık ifadesini görmeleri yetmişti. Özür dilemese de olurdu. Yine de Harry, kendisine bakan mütebessim suratlara gönül rahatlığıyla karşılık verebilmek için, William'ın dediğini yapmalıydı. O tamamen haklıydı. Gurur yapmanın âlemi yoktu. Şimdi buradan çıkıp gitse, bir daha asla suratlarına bile bakamazdı. Ama özür dilerse, belki kendisini affettirebilirdi.

"Özür dilerim," dedi tek nefeste. Gözleri iki arkadaşında dolanıyordu. "Size çıkışmamalıydım. Ama korkuyordum ve korktuğumda agresifleşen birisiyim. Yine de bu açıklamaz biliyorum ama gerçekten çok-"

"Harry," dedi Nerd onu bölerek. "Problem yok, açıklamaya da gerek yok. Lütfen kendini suçlu hissetmeyi bırakır mısın? Aksi takdirde gelip yanaklarını sıkacağım, ama sen bunu sevmiyorsun. Lütfen zorlama beni..."

Harry'nin üzgün suratı, Çizmeli Kedi'nin göz bebeklerini irileştirerek yaptığı sevimli hâlinin birebir aynısıydı. Ciddi anlamda onun suratını avucuna sıkıştırarak sevmek istiyordu. Harry güldü, gülüşü tam olarak içi boş sayılmasa da, keyfinin olmadığı da belliydi. "Yine de özür dilerim. Uzun süre bunun için üzgün kalacağım sanırım," dedi Harry, gözleri parmaklarında dolanıyordu.

"Bence tam şu an bunu fırsat bilip yanaklarını sıkmamız gereken an, Nerd," diyerek konuşmaya karıştı Sam de. Gülüyordu ve muzip sesiyle Harry'nin de düşük suratını toparlamayı başarabilmişti.

Harry yanaklarına asılan elleri hissetmesiyle irkildi. Rose, "Ben yaparım," derken bir yandan da parmakları arasına sıkıştırdığı yumuşak yanağı çekiştiriyordu. Suratında tam olarak insanların bebekleri severken takındığı ifade vardı. Harry, gerçek anlamda dehşete düşmüş bir şekilde onun ince bileklerini tutarak, kendisinden uzaklaştırmaya çalışırken bir yandan da kafasını geriye doğru çekmeye çalıştı. Rose ısrarla tuttuğu yanağı bırakmazken, Sam ve Nerd de buna kahkaha atıyorlardı.

Kendine dokundurtmayan oğlanın açılmış iri gözleriyle, korku dolu ifadesi fazla komikti.

"Rose!" diye haykırdı Harry. "Lütfen yanaklarımı bırak!"

Rose, onun konuşurken gerilmiş olan yanaklarından dolayı, birbirine dokunamayan dudakları yüzünden kelimeleri yutuşuna kahkaha atarak çekti ellerini. Ciddi anlamda temastan hoşlanmayan Harry'nin, birdenbire böyle bir şeyle karşı karşıya kalınca suratında beliren dehşete düşmüş ifade herkesi eğlendirmişti.

𝐂𝐨𝐧𝐧𝐞𝐜𝐭𝐞𝐝𝟤.𝐦𝐞//𝐋𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐒𝐭𝐲𝐥𝐢𝐧𝐬𝐨𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin