Gececi tayfaya selam olsun! Nasılsınız bakalım aşklar?
Şimdi size mis gibi uzun bir bölümle geldim. Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın olur mu? Emin olun ne kadar emek verdiğimi tahmin bile edemezsiniz.
Daha fazla uzatmayacağım, karakterlerimizi özlemiş olmalısınız değil mi?
Sizler o halde Alis'le baş başa bırakıyorum.
Keyifli okumalar.
🃏🔪
Alice|5
|Ateş ve Barut|"Ya da bilinen diğer bir adıyla," gözlerim onu bulduğunda o ise konuşmaya devam etti. "Kötüler Diyarına hoş geldin."
Kötüler diyarı... Ya da diğer bir deyişle; Romeo'nun taş kalbi.
Evet, her kitap klasiği olarak yine cafcaflı ve gizemli isimler hakimdi ama şöyle bir şey vardı ki evet, dikkat çekiyor ve merak uyandırıyordu. Misal ben; çoktan merak etmeye başlamıştım ve epey de ilgimi çekmişti. Hangi okulun altında böyle şeyler olurdu ki değil mi?
"Neler dönüyor peki burada?" Diye sordum merakla. İlerleyip siyah, demir tırabzanları tutup gözlerimi aşağı da gezdirdim. Bu balkondan aşağıya inen demir merdivenler vardı en köşede. Aşağısı kocamandı zaten ve kat kattı. En alta kadar her katın ortasında kare bir boşluk vardı ve alt kat gözüküyordu. Tıpkı alışveriş merkezlerindeki gibi diyebilirdik buna.
Vay amına koyayım, nereye düştük biz böyle dememek için kendimi çok zor tutuyordum. Ne değişik şeylerle karşılaşacaktım acaba daha fazla?
"Aklına gelebilecek tüm suçlar genelde buradan çıkıyor." Dedi Valeri ellerini cebine koymuştu. Rahatlıkla gözlerini etrafta gezdiriyordu. "Buraya suçsuz kimse girmez, girenler de suça bulaşmadan çıkmaz. Bataklık gibi bir yer burası."
Sessiz kalıp etrafı izlemeye devam ettim. Çok değişikti. Beklemiyordum böyle bir şey. Tamam Vâlâ'nın bir boklar çevirdiği kesindi de böyle bir şeyi beklemiyordum. Kimse böyle bir şey bekleyemezdi. Otuz dokuz yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
Ama kırk yıl düşünsem ucundan kıyısından bir şeyleri tahmin ederdim ayrıca salak değildik çok şükür, oturup kırk yıl işsiz gibi bir de Vâlâ'nın ne bok yediğini mi düşünecektim?
Vâlâ, çok yakışıklıydı evet, seksiydi de. Ama hayır, henüz onu umursayacağım kadar yüksek bir mertebeye sahip değildi.
"Senin ne işin var o zaman?" Dedim dönüp Valeri'ye baktım. "Burada olduğuna göre suçlu olmalısın, senin suçun ne?"
Bu şey gibiydi; hani hapishaneye düşünce birbirlerine sorarlardı ya, "işte sen neyden düştün içeri" falan gibisinden. Öyle bir şeydi. Ama burası bir hapishane değil resmen suçlular için büyük bir cennetti.
Dışarıdakilerin göre ise cehennem.
Burada kimse birbirlerini yadırgıyor olmamalıydı çünkü hepsi suçluydu. O değilde, tam kendime ait bir ortam bulmuştum.
Burayı da karıştırdığını düşünsenize, ben düşündüm şu an ve düşünürken bile manyak eğlendim. Eminim benim buralara girdiğimi öğrenecek olan Vâlâ Mir'de çok eğlenecek olmalıydı(!)
"Ben görünmezim." Dedi Valeri rahatlıkla ve yanıma geldi. "Aşağıdakiler beni göremez."
Göz devirdim. "Anladık, edebiyatın iyiymiş." Dedim bıkmış bir halde ve ona baktım. "Ama ben bu numaraları yemem senin bu saçma felsefik sözlerine de oha, yuh, düştüm falan yapıp kanmam. O yüzden açık açık konuş sonra üzülme. Ne işler çeviriyorsun Valeri?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alice Kötüler Diyarında
Roman pour Adolescents"Kötü çocukları sadece salak ve saf kızlar sever," Gözlerimi büyük bir zevkle önümde elleri kolları sandalyeye bağlı üzerindeki gömleğin tüm düğmeleri açılmış ve alnına düşen kıvırcık saçlarının altından gözlerini bana dikmiş ve bir aslanın avını...