BÖLÜM 6|

1.1K 79 9
                                    

"Sana bir şey olacak diye korktum."

Az önce dediği şey kulaklarımda yankılanırken vücut ısım sebebini bilmediğim bir şekilde artıyordu.

Sessizliği bozmak istedim. Ama ne diyeceğimi bilemedim. Zaten o konuşmayı fazla sevmiyordu. Genelde dinlemeyi tercih ediyordu.

İkimiz de konuşmadığımız için Kış Askeri kapıya doğru yöneldi. Gitmesini istemiyordum. Yalnız kalmak istemiyordum.

"Bu gece burada kalır mısın?"

Birkaç saniye bekledi. Yüzüme doğru baktı. Sanki sebebini okumak istiyordu gözlerimden.

Daha sonra hiçbir şey demeden yatağımın biraz ilerisinde bulunan sandalyeye doğru ilerleyip oturdu.

Ona doğru baktım. Hiçbir şey yapmıyordu. Ama bu gece burada kalacağına emindim. Yüzüme belli belirsiz bir gülümseme yayıldı. O ise genelde takındığı bakışla bakıyordu etrafa.

Az önce akan gözyaşlarımı elimin tersiyle silip ona doğru baktım.
"Hep böyle mi bakıyorsun?"
Ayakta durmamak için ben de yatağıma oturdum. Bacaklarımı yavaşça sallarken başımı ona doğru çevirdim.

Yine bir şey demedi. Sessizliği bozmadı. Belki de farklı bir şeyler söylemek istiyordu. Birkaç dakikanın ardından sesini duydum.

"Orada olanlar hakkında konuşmayacak mısın?"

Ne diyecektim? Artık özel güçlerim var ve ben de süper kahramanım mı?

Oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Oturması için biraz kenara kaydım ve yanıma oturdu.

Mavi gözlerini yüzümde hissediyordum ama ona bakmak istemedim. Çünkü ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Ashley."

İsmimi yine masum bir çocuk gibi söylediğinde anında başımı ondan tarafa çevirdim.

"Ben biraz daha iyiyim. Gerçekten."

Tatmin olmamış gibi baktı bana. Sanki daha fazlasını istermiş gibi. İyi olduğumu anlaması için içten bir gülümseme sundum ona.

Peki gerçekten iyi miydim? İyiyim diyerek kimi kandırıyordum? Kış Askerini mi? Kendimi mi?

İç sesime kulak asmadım. İyiydim. İyi olmak zorundaydım. Konuyu değiştirmek amacıyla dudaklarımı araladım.

"Hiçbir şey yemedim ve karnım çok aç." elimi karnıma götürüp okşadığımda onun bana hafif bir gülümseme ile baktığını gördüm.

Odadan çıkıp bir şeyler almak için ayağa kalktığımda asker sağ eliyle kolumu hafifçe tuttu.

Şaşırmış bir şekilde ona döndüm.
"Bir süre kimseye gözükmesen daha iyi."

Haklıydı, sonuçta çok kısa bir süre önce birkaç kişiyi öldürmek üzereydim.

Kendimi tekrardan yatağa bıraktım.
"O zaman sen bir şeyler bul."

Sessizliği koruyarak diretmeden ayağa kalktı ve kapıya doğru yöneldi. Kapıyı açarak odadan çıktığında nefesimi verdim.

Yalnız kalmış olmamla beraber göz yaşlarım yanaklarımdan tekrardan süzüldü. Bağırmak, bir şeyleri atmak istiyordum. Üzüntümü, öfkemi dışarı vurmak istiyordum.

İşte o an gerçek beynimde şimşek gibi çaktı. Ben gerçekten birilerini öldürecektim. Eğer Kış Askeri gelmemiş olsa ben orada bulunan herkesi öldürecektim.

THE WINTER SOLDIER | Bucky Barnes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin