BÖLÜM 30|

115 13 9
                                    

"Bunun iyi bir fikir olduğuna emin misin?"

Kahvemden bir yudum daha aldım Sam'in yüzüne bakmadan önce. Sonrasında dikkatimi ona verdim.

"Herkes döneli aylar oluyor. Herkes bir şeylere yeniden başlıyor ve artık bu durumda hiçbir ilerleme kaydedemiyor oluşumuz canımı fena sıkıyor. Bence bu aile yemeği aradaki buzları az da olsa eritecek."

Sam kafasını aşağı yukarı salladı. Çok sevgili arkadaşım öğleden sonrasını bana ayırmıştı. Evde yalnızdım. Bucky ve Dean birlikte yürüyüşe çıkmışlardı. Son günlerde Dean'in favori insanı kesinlikle biricik babasıydı ve inanın bu dünyadaki en güzel histi şu günlerde benim için.

"Stark sert bir adam." dedi Sam. "Kolay olmayacaktır."

Biliyorum dercesine başımı salladım. Sonrasında da koltuğa iyice sırtımı vererek rahatça oturdum.

"Ashley bak sana ne soracağım." bakışlarımı Sam'e doğru çevirdiğimde o da doğruca bana bakıyordu. "Biliyorsun herkes geri döndükten sonra hükümet hepimize bir şans daha vermek üzere bizimle iletişime geçti bünyesine katmak amacıyla. Düşünmüyor musun bunu?"

Dudaklarımı öne doğru büzdüm. Parasal anlamda bir sıkıntım yoktu. Devlet ise aylık bir ödemeyi teşekkür mahiyetinde hepimize yapıyordu. Ayrıca dönsem bile mutlu olur muydum tartışılırdı elbette.

"Düşünüyorum desem yalan söylemiş olurum." dedim en sonunda. "Bucky düşünüyor gibi. Zaten biliyorsun seviyor o asker olmayı. Tedavi aşaması bittikten sonra da tamamiyle dönecek gibi duruyor. Ayrıca zaten suçluların yakalanmasında da yardım edecek artık. Ama bana gelecek olursak bilmiyorum."

Bir yudum daha aldım kahvemden.

"Evde Dean'le vakit geçirmek kesinlikle daha çok hoşuma gidiyor. Oraya dönsem bile mutlu olacağımı düşünmüyorum. En azından şimdilik. Elbette herhangi bir sorun olduğunda yardıma seve seve koşarım. Ama dediğim gibi önceliğim dönmek değil."

"Anlıyorum."

"Sen döndüğüne pişman mısın?"

Bir kıkırtı yükseldi Sam'den. "Hayır değilim."

"Harika."

Sam'le konuşmamıza devam ettiğimiz esnada açılan kapı dikkatimizi o yöne vermemize sebep oldu. "Anne!"

Dean'in ilk önce ayak seslerini sonrasında da sesini duydum. Sesi her zamanki gibi neşeliydi.

Görüş açımıza giren oğlum gözlerimin kocaman açılmasına sebep oldu. Sam ise kahkahalara boğuldu. Ama asıl kahkahalara boğulmasına sebep olan şey görüş açımıza giren Bucky'ydi.

Bucky meraklı bakışlarla bana bakarken Dean çoktan yanıma gelmiş kucağıma çıkmıştı bile.

"Çamurda mı yuvarlandınız?"

Dean'in saçlarını severken bakışlarımı Bucky'ye çevirdim. Mavi gözleri masumane bir şekilde bana bakarken Sam hala gülmekle meşguldü.

"Biraz oyun oynamak istedim. Babam da beni kırmadı."
"Babanın seni kırmaması çok güzel bir şey ama ikinizin de üstü başı çamur içinde kalmış."

"Üçümüzün de." diye düzelterek yanımıza geldi Bucky. "Teknik olarak Dean kucağında olduğu için artık sen de kirlendin hayatım. Ayrıca merhaba Sam."

"Merhaba Sam amca."

Önce Bucky selam verdi Sam'e. Ardından da Dean kocaman gülümsemesi eşliğinde selam verdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

THE WINTER SOLDIER | Bucky Barnes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin