"Bir şey olursa haber verin."
Babamların evinin önündeyken Bucky bakışlarını güneş gözlüğünü çıkarıp yan koltukta oturan bana çevirdi.
"Hala öğrenme aşamasındayım ama en azından gelen aramaları cevaplandırabiliyorum." telefonunu işaret etti.
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Bugün terapisi vardı. Dün gece uyumadan önce yatakta gitmek istemediğini, terapistin canını oldukça sıktığını ve nedense işe yaramasından çok, kötüyü hatırlattığını söylemişti.
Bense ona yatakta bir saat bunun neden gerekli olduğunu ve zamanla yararını göreceğini güzelce açıklamıştım.
Ayrıca gitmesi gerekiyordu.
"Haber veririz." dedim tuttuğum eline bir öpücük bıraktıktan sonra.
"Görüşürüz baba."
Dean arkadan uzanıp Bucky'nin yanağına bir öpücük kondurur kondurmaz kolaylıkla oturduğu koltuktan inip dışarıya çıktı.
Dean'in inmesiyle birlikte ben de Bucky'ye veda öpücüğü verip arabadan inmek için kapıyı açtım.
"Dikkat edin."
"Sen de."
Arabanın kapısını kapattığımda Dean'in çoktan terasın merdivenlerini çıktığını gördüm. Babam bizi bekliyordu.
Babamın elinden tutup onunla konuşuyordu. Sonrasında Dean parmağıyla beni ve inmiş olduğum arabayı gösterdiğinde elimi kaldırdım babama.Bana gülümsediğinde benim de gülümsemem dudaklarımdaydı.
Daha sonra babam cam açık olduğu için arabadan Bucky'ye baktı. Bir saniye falan ona baktıktan sonra derin bir nefes alarak dikkatini bir kez daha Dean'e verdi.
Gülümsemem acı dolu bir hal alırken ben son kez Bucky'ye dönerek gerçek bir şekilde güldüm. "Görüşürüz." O ise parmaklarını kaldırıp selam verdi.
Yavaş adımlarla babam ve Dean'in olduğu yere vardığımda arkamda arabanın çıkardığı sesi duyabiliyordum.
"Merhaba baba."
Kısa ama samimi bir sarılma ile birbirimizi karşıladık. Ayaküstü ufak bir sohbetten sonra içeriye geçtik sonrasında.
"Abla!"
Morgan ben kapıdan girer girmez üzerime atladı minik bedeniyle. Onun etkisiyle geriye doğru hafifçe yalpalasam da çok geçmeden karşılık verdim kız kardeşime.
"Nasılsın bakalım?" Yüzünü boynumdan çekip soruma cevap vermek amaçlı dudaklarını oynattı. "İyiyim. Seni özledim."
Alt dudağım öne doğru büzülürken onun tombul yanaklarına öpücükler bıraktım iki kere.
Biraz birlikte vakit geçirdik. Sonrasında Morgan babama yeni aldırdığı oyuncakları görmek amaçlı Dean'i elinden tuttuğu gibi odasına götürmesiyle Pepper, ben ve babam salonda yalnız kalmış olduk.
"Hayat nasıl gidiyor Ashley?"
Elimdeki fincandan bir yudum daha alarak soruyu soran Pepper'a baktım bir gülümsemeyle. "Gayet iyi. Bu duruma alışmaya çalışıyorum."
Bakışlarım sonrasında babamı buldu. Bucky konusunu açmalı mıydım?
Pepper anlamışçasına benden önce davrandı. "Dean ve Bucky ne alemde? Birbirlerine ısındılar mı?"
