Bölüm 11|

881 64 1
                                    

2016

"Saçlarını beğendim."
Sürücü koltuğunda oturan Natasha'ya doğru baktım. Dediği şey hoşuma gitmişti.
"Teşekkür ederim."

Değişiklik güzel olur diyerekten kahverengi olan saçlarımı biraz açtırmıştım. Açıkçası gören herkes de yakıştığını söylüyordu.

2015'de Avengers Sokovia'da Ultron ile savaşmıştı. Savaştan sonra takıma Wanda katılmıştı. Elbette babamın uzun uğraşları sonucu ben de onu kıramamış ve takıma dahil olmuştum. Şimdi ise Lagos'da planlanan bir saldırıyı durdurmak için Lagos'a gelmiştik ve şu an Natasha ile birlikte Steve, Sam ve Wanda ile buluşacağımız kafeye doğru yol alıyorduk.

"Ashley tedirgin olduğunu biliyorum ama biraz rahatlamaya çalış olur mu?"

Elbette tedirgindim. İlk defa böyle bir şeye katılıyordum ve neler olacağını tam olarak bilmiyordum. Yine de başımı sallayarak Natasha'yı onayladım.

Natasha nihayet arabayı durdurduğunda bana doğru döndü.
"Burada inmen gerekiyor. Zaten çok uzak değil, birlikte görünmememiz lazım."
"Tamamdır."

Arabadan indiğimde Natasha gülümseyerek arabası ile yanımdan ayrıldı. Ben de yürümeye başladım. Tanrım ne kadar sıcak bir ülkeydi burası böyle?

Nihayet buluşacağımız kafeye geldiğimde Wanda ve Natasha'nın bulunduğu yere yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. O sırada kulağıma takılı olan kulaklığa yabancı olmayan ses geldi.

"Ashley neredeyse sen gelmeden her şeyi bitiriyorduk."
Sam'in dediği şeye gözlerimi devirmek istesem de dikkat çekmemek için hiçbir şey demeden Natasha ve Wanda'nın yakınlarında bulunan boş bir masaya oturdum.

Birkaç dakika içinde garson gelmiş ve siparişimi almıştı. Kısa süre sonra da siparişini verdiğim içecek gelmişti.

Bardağı elime alıp bir yudum aldıktan sonra Steve'in sesini kulaklık sayesinde duydum.
"Wanda ne görüyorsun?"
"Standart devriye polisi. Küçük bir karakol. Sakin bir sokak. Güzel hedef."

Steve derin bir nefes aldı.
"Güney köşede bir ATM var. Bu..."
"Kamera demek." diye tamamladım cümlesini.
"Ashley iki cadde de tek yönlü mü?"
"Kaçış rotası belli Steve."
"Adam görülmekten çekinmiyor demek ki. Kaçarken ortalığı karıştırmaktan da korkmuyor."
"Öyle görünüyor." diyerek cevap verdim.

Aradan birkaç saniye geçtikten sonra Steve tekrardan sordu.
"Yarım blok ötedeki rangerı görüyor musun?"
Wanda Steve'e karşılık olarak "Kırmızı olanı mı? Şirinmiş" dedi.

"Ayrıca kurşun geçirmez. Özel güvenlik demek bu." dedi Natasha ilk defa konuya dahil olarak.
"Daha çok silah demek, bu da birileri için daha çok sıkıntı demek. Muhtemelen bizim için." diyerek konuşmasını sürdürdü.

"Siz çocuklar zihnimle her şeyi oynatabildiğimi biliyorsunuz değil mi?"
Wanda gayet rahat bir tavırla Natasha'ya cevap verdi ama çok kısa süre içinde Natasha da ona karşı kelimelerini söyledi.
"Sürekli arkanı gözlemek olmazsa olmazın olmalı."

İkisinin bu atışması ciddi ifademi gülmeye zorlasa da kendime hakim oldum. O sırada da Sam'in sesi kulaklarımı doldurdu.
"Biraz paranoyak olduğunu söyleyen oldu mu hiç?"
"Katılıyorum." diyerekten onu onayladım ve kahvemden bir yudum daha içtim.
"Bir Stark bana katıldığına göre rahatlıkla ölebilirim."
Yüzüme belirsiz bir gülümseme yayıldı son dediğinden sonra.

THE WINTER SOLDIER | Bucky Barnes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin