BÖLÜM 22|

494 24 22
                                    

"Nereye gidiyoruz anne?"

Dean'in saçlarına şekil verirken sormuş olduğu soru durmama sebep oldu. Bugün babamlara gidecektik. Scott'ın dün anlattıkları hepimizin aklında acaba işe yarar mı gibisinden bir soru oluşturmuştu. Ve bugün de bu düşünceyi babama söyleyecektik.

"Daha önce sana bahsetmiştim. Büyükbabanı biliyorsun değil mi?"

Kafasını yavaşça salladı. "Bugün onu görmeye gidiyoruz."

Masmavi gözleri parladığında yüzümde bir gülümseme oluştu. Bıcır bıcır kendi etrafında döndüğünde ona kocaman sarılıp öpücük kondurdum saçlarına. "Yine de çok ses çıkarma olur mu? Önemli bir mesele konuşacağız çünkü"

Son dediğim şeyi sesimi kısarak konuştum merakla dinlemesi için. Gözleri kocaman açıldığında usulca kafasını salladı. "Merak etme anne."

R harflerini hala tam söyleyemiyor oluşu onu ısırma isteğimi sürekli gün yüzüne çıkartırken bir kez daha öptüm yanaklarını. "Hadi çıkalım artık."

Benden önce davranıp odadan çıktığında arkasından sesli bir kahkaha attım. Steve neredeyse gelmiş olmalıydı. Natasha'yı ve Scott'ı alacağını söylemişti. En son bizi alacaktı. Sonrasında da zaten babama doğru gidecektik.

Kendi odamdan ihtiyacım olan birkaç şeyi daha aldıktan sonra dış kapının orada ayakkabılarını kendi giymiş bir vaziyette beni bekliyordu Dean. "Alıştın iyice kendin giymeye." dedim şakacı bir sesle. "Steve amca hep kocaman olduğumu söylüyor."

Bir kez daha güldükten sonra hazır bir vaziyette evden çıktık. Kısa süre sonra Steve'in arabası evin önünde durduğunda Scott ön koltuktan Dean'e seslendi. "Merhaba Dean. Ben Scott."

Açık olan camdan salladığı el Dean'i mutlu etmişçesine o da el salladı. "Merhaba."

İkimiz arka koltuğa Natasha'nın yanına oturduk. Natasha kızıl saçlarını ördüğü için çok güzel duruyordu. Dean hayranlık beslediği kadına belki de bu yüzden bugün daha farklı bakıyordu. "Natasha teyze annem büyükbabamı görmeye gideceğimizi söyledi."

Dean'in söylediği şey arabanın çoktan çalışan motor sesine karışırken Natasha yüzüme baktı. Sonra bakışlarını Dean'e çevirerek saçlarını sevdi. "Evet tatlım."

"Steve amca."
Bu sefer dikkatini Steve'e çevirdiğinde Steve kısa bir bakış attı dikiz aynasından ona. "Dinliyorum seni."

Dean takmış olduğum emniyet kemerinden rahatsız olsa da pek bir şey yapamayarak sadece çekiştirdi. Ondan sonra onunla uğraşmayı bırakıp sorusunu yöneltti Steve'e. "Büyükbabamla arkadaş mısın?"

Steve'in yüzünde hüzünlü bir tebessüm belirdiğinde bu konunun açılmaması gerektiğini biliyordum. O yüzden Dean'e çevirdim bakışlarımı. "Dean büyükbaban hakkında insanlara soru sorma birtanem. Olur mu?"

"Bırak sorsun Ashley. Çocuk da merak ediyordur bunca sene neden büyükbabası ile tanışmadığını."

Gözlerimi kapatıp arkama yaslandım sadece. Dean her şeyi merak ediyordu. Dünyayı, daha doğrusu yarısı kalmış dünyayı öğrenmek istiyordu. Bu onun en doğal hakkıydı. Babamdan ona bahseden bendim. Belki de en başından benim hatamdı ama Bucky'den bahsettiğimiz bir anda bana senin baban ne yapıyor diye sormuştu ve o zaman bir anda ondan bahsetmiştim ona. Konusunu çok açmıyordu ama şimdi onun yanına gittiğimiz için soruyordu işte.

"Eskiden yakındık. Ama şu an pek konuşmuyoruz."

Steve tane tane ona bazı şeylerden bahsetti. Arada Natasha da bir şeyler anlattı. Onun dışında yol boyunca ben pek konuşmadım. Scott ise diğer konulardan bahsetti hatta Dean ile komik olduğunu düşündüğü şeylere güldü. Büyük ihtimalle Dean'in yeni favori insanları arasına giriş yapmıştı.

THE WINTER SOLDIER | Bucky Barnes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin