BÖLÜM 27|

278 21 11
                                    

"Nat teyze sana çiçek getirdim."

Dean elindeki buketi mezara bıraktığında iç çekti. Okumayı bilmiyordu ama mezarın başında onun isminin yazdığını biliyordu. Ama diğer yazılanlar hakkında bir fikri yoktu.

Meraklı gözlerle bakışlarını bana sabitledi. "Ne yazıyor anne?"

"Evlat, kardeş ve Avenger yazıyor bebeğim."

İki dudağı aralıkken saçlarını okşadım. "Ve benim teyzem."

Güldüm. "Ve senin teyzen."

Dean tekrardan mezara baktığında sol elinin dört parmağına bir öpücük kondurup sonrasında mezar taşına değdirdi parmaklarını.

"Hadi biz arabada bekleyelim."

Hemen arkamızdaki beden Dean'e seslendiğinde Dean babasına döndü. Hızlıca kafasını sallayıp onayladığında Bucky'nin uzatmış olduğu elini tuttu. İkisi biraz uzağımızdaki arabamıza ilerlerken ben bakışlarımı tekrardan mezara çevirdim.

Yalnız kalmamla beraber ağlamaya başladığımda mezar taşına yaslamıştım başımı.

"Keşke burada olsaydın." dedim boğuk çıkan sesimle. "Keşke bana sarılsaydın."

Ona veda bile edememiştim doğru düzgün. Yaptıklarından dolayı teşekkür edememiştim. Bunca zaman yanımda durmuştu, her türlü yardımı yapmıştı bana karşı en önemlisi benim için bir abla olmuştu ama ben ona teşekkür edememiştim doğru düzgün.

"Seninle biraz daha vakit geçirmem gerekiyordu Nat."

Derin bir nefes aldım sonrasında taştan kaldırdım kafamı.

"Herkes çok iyi. Herkesi geri getirdik."

Yüzümde ufak bir gülümseme belirdi. "Sen olmasaydın hiçbir şeyi yapamazdık." dedim emin bir sesle. "Teşekkür ederim."

Daha sonra arabanın oraya doğru baktım. Bucky ve Dean arabanın arkasında yere eğilmişlerdi. Dean yerde Bucky'ye bir şey gösterirken Bucky de kahkaha atıyordu.

"Dean çok mutlu. Bucky ile alışma sürecindeler ve oldukça harika iş çıkarıyorlar."

Tekrardan mezara baktım.

"Babam ile aram çok daha iyi eğer merak ediyorsan ama hala Bucky ile ikisi uzak. Umarım zamanla o da hallolur."

"Hükümetten haber geldi." dedim sonrasında sesimi biraz alçaltarak. "Bucky'nin Kış Askeri'yken yaptığı her şey affedildi. Sadece terapiye gitme zorunluluğu kondu. Henüz bir kere gitti ve gitmek istemiyor. Bir işe yaramadığını söyledi."

"Anne!" Dean bana seslendiğinde yerde oturduğunu gördüm Bucky ile. Kaşlarımı çok ciddi olmayacak şekilde çattım. Dean ardından bana el salladığında Bucky konuştu. "Söz,kirlenen kıyafetlerimizi ben yıkayacağım."

"Sorun değil. Ama üşütmeyin." diye bağırdım ben de onlara. Bucky gülümsediğinde ben de ona gülümsedim.

"Herkes iyi yani anlayacağın. Keşke sen de burada olsaydın ve görebilseydin."
Kafamı yukarı kaldırıp bulutlara baktıktan sonra derin bir nefes aldım. Sonrasında eğildiğim yerden kalktım ve tıpkı Dean'in yaptığı gibi parmağımı öptükten sonra taşa dokundum gülümseyerek. "Sonra görüşürüz."

THE WINTER SOLDIER | Bucky Barnes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin