Bölüm 2|

1.3K 99 12
                                    

Yaşanan o olayın ertesi günü bana bazı testler yapmışlardı. Gerçekten beni kötü bir insana mı çevirmekti amaçları bilmiyordum.

Doktorun yaptığı işlemler bittikten sonra onun odasından çıkmak için kapıya yöneldim.
"Korkmanı gerektirecek bir şey yok Ashley. Kaybedeceğin bir şeyin de yok gördüğümüze göre. Hayatını bomboş yaşamaktansa en azından birilerinin işine yarayacaksın."

Kapıyı açmak için uzattığım elim doktorun dediği şeyler ile havada kaldı. Arkamı dönüp yüzüne şeytan görmüşçesine baktım. Tanrım. Bu insanlardan nefret etmeye başlamıştım.

"Siz iğrenç yaratıklarsınız. Amacınız ne, kim için çalışıyorsunuz bilmiyorum. Umrumda da değil. Tek bildiğim şey benden istediğinizi alamayacaksınız."

Beklediğimin aksine güçlü çıkan sesim doktoru da şaşırtmıştı. Kısa bir süre de olsa. Kısa sürenin ardından yüzüne o yapmacık gülümsemesini kondurdu. Gözlüklerini düzelttikten sonra kollarını göğsünde birleştirdi.

"Mucizeler yoktur Ashley. Babanın gelip seni buradan götürmesini bekliyorsan oldukça yanılıyorsun. Hayatının sonuna kadar yalnız kalmaktansa bizim hayatımızda yer edineceksin, bunun neresi kötü?"

Bu sefer yalancı bir gülümseme ben sundum ona. Birilerinin hayatında yer edinmek istemiyordum. Küçüklüğümden beri hayatında yer edindiğim tek insan annemdi. O da şu an olmadığına göre bundan sonra kimsenin hayatında yerim yoktu ve olmasına da gerek yoktu.

"Biliyor musun doktor? Amacınız iyi insanları kötü yapmak, masumları öldürmek ya da terör estirmekse ölürüm ama yine de sizin hayatınızda yer edinmem."

Son dediğim şeye cevap vermesini beklemeden kapıyı açıp oldukça sesli bir şekilde arkamdan kapattım. Kapıda benim çıkmamı bekleyen adını bilmediğim asker beni odama götürmek için harekete geçti.

Dün ki olaydan sonra beni kontrol eden garip bir aksana sahip olan adamın yerini bu adam almıştı. Sanırım beni öldürmesin diye alınan bir önlemdi. İçimden sadece keşke öldürse de buradan kurtulsam diye geçirmiştim.

Uzun koridordan geçerken sağ tarafıma doğru baktığımda Kış Askerini dünden beri ilk defa gördüm. Burada en çok korkulan insan o'ydu. Yani ben öyle düşünüyordum.

Bakış açımdan çıktığı zaman iç geçirdim. Onunla konuşmak istiyordum. Evet beni bu cehenneme o getirmişti, belki de onlarca insanı öldürmüştü ama buradaki diğer insanlara göre daha iyi birisi olduğunu düşünüyordum. En azından onunla konuşsam belki de buradan nasıl çıkacağıma dair ufak bir şeyler öğrenebilirdim.

"Biraz hızlı yürümeyi sana öğretmemi ister misin?"

Daldığım düşüncelerden beni odama götürecek olan asker uyandırdı. Dediği şeyde hafiften bir saçma ima sezmiştim ve pekala bu hiç hoşuma gitmemişti.

Yüzüne bakmadan az önceki adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Tedirgindim ve bu tedirginlik dakikalar geçtikçe artıyordu.

Bir de üstüne üstlük bulunduğumuz ortam basık ve havasızdı. 3 yaşından beri astımım olduğu gerçeğini göz önüne alırsak bu sağlığım için pek de iyi değildi.

THE WINTER SOLDIER | Bucky Barnes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin