the omega | minsung

16

Felix elindeki gülleri izlerken gülümsüyordu. Changbin pikniğe gelirken hem şık gelmiş hem de Felix'e yedi tane gül almıştı.

Felix yanında yürüyen beyaz düz tişört üzerine siyah ceket giyinen büyüğüne dönmüş, dudağını ısırarak gülümsemişti. "Yedi tane gülün anlamını biliyor musun hyung?"

Benim ol, demekti.

"Hm." Changbin arkasında güneş kaldığı için daha bir hoş görünen Felix'e gözlerini kısarak yamuk bir sırıtışla baktı.

"Im, peki anlamını taşıyor mu bu?" diye tedirgince sorduğunda Changbin onayladı.

"İçimde sana karşı oldukça yoğun bir sevgi var, zaten oldukça romantik bir randevudayız. Tam anlamını karşılıyor şu an."

Felix hafif utanarak önüne dönmüş, beyaz gömleğinin bileklerini düzeltmişti.

"Romantik."

"Hm, romantik ve sonunun ciddi olması düşünülen bir randevu." Felix ağzında atan kalbiyle elindeki gülleri daha sıkı tutarken Changbin elini uzatıp küçüğüne baktı. Felix elini kavradığında Changbin gülümsemişti.

"Elin sıcacık ve inanılmaz güçlü bir feromon yayıyorsun."

"Biraz heyecanlıyım. Im, hyung, ben su alsam olur mu? Ama sen burada bekle ben su alıp geleyim. Susadım, evet, suya ihtiyacım var şu an. Sana da alayım mı? Bence evet, senin de ihtiyacın vardır." Felix büyüğünün ona şaşkınlıkla baktığını fark edince daha bir utanmış, elini bıraktığı gibi sahilin dışında kalan markete ilerlemişti.

Telefonunu eline alıp Jisung'ı arayarak derin bir nefes aldı.

Birkaç saniye içinde açılmıştı telefonu.

"Efendim Felix? Eve geldiysen yürüyüşteyim, yarım saat sürer dönmem." Felix gülmüş, markette reyonların arkasında görünmeyeceği bir yere gidip yere çökmüştü.

Dizleri tutmuyordu resmen.

"Jisung, hyungla çok ciddi inanılmaz bir şekilde romantik ve sonu ciddi düşünülen bir randevudayız, çığlık atacağım. Beni sakinleştirmen gerekiyor."

Jisung arkadaşının dediğine gülmüş, biraz mola vermek biraz da onu sakinleştirebilmek adına bir banka oturmuştu. Evin yakınlarında bir sahildeydi ama Felix buraya oldukça uzaktaydı, keşke yanına gidebilseydi.

"Öyle mi? Randevunuz nasıl bu kadar ciddi oldu?"

"Bilmiyorum, bana yedi tane gül almış. Anlamını da taşıdığını söyledi." dedi Felix heyecanla. "Benim ol diyor işte, of, çok aşığım ben çok! Ay, çok bağırdım."

Jisung arkadaşına gülerek elindeki su şişesinden bir yudum içti.

"Su iç biraz Felix, alev almışsın buradan hissettim sıcaklığını."

"Kolaydı o! Jsiung çok heyecanlıyım, of çok oyalandım. Nerede bu su şişeleri?" Jisung kendi kendine konuşmaya başlayan arkadaşıyla başını iki yana salladı.

"Normal davran, ne hissedersen Changbin hyung fark ediyor zaten. Onun yanında çantada keklik senin feromonların, adam aşırı güçlü bir kere."

"Test sonucunun yüzdesi 90'dan fazlaydı bak yine hatırladım, çok seksi değil mi ya?" Jisung başını iki yana sallayıp iç çekti.

"Eve dönüyorum ben Felix, kapat hadi dön hyungun yanına. Sakinleştin bence sen."

"Dikkatli git gidince çaldır kapat ama çok çaldırma öpüşüyorsak geri çekilmeyelim." Jisung kahkaha atarak arkadaşını onaylamış, telefonu kapatıp cebine atarak ayakkanmıştı.