O gün gelip çatmıştı işte.
Jisung, arkadaşlarıyla ve bğyükleriyle yaptığı fikir alışverişlerinden tam iki hafta sonra Beomgyu'yu aramış ve onu evlerine davet etmişti. Jungwon'un korkup kaçmaması için konfor alanında bu konuşmayı gerçekleştirmeye karar vermişlerdi.
Pedagogla konuşmuş, aile bireylerinin olayları sakince anlatmasında bir sorun olup olmayacağını ve nasıl anlatacaklarını detaylıca konuşmuşlardı. Planladıkları gibi giderse her şey yolunda olacaktı.
Minho, oldukça gergin bir şekilde yatak odasına kendini kapatmış volta atarken içeriden gelen sesleri duyabiliyordu.
"Kim geliyor?"
"Birazcık önemli birisi."
"Onunla tanışmasam olmuyor mu? Boyama yapmak istiyorum." Jungwon sızlanırken Jisung iç çekip oğlunun kısa kollu tişörtünü düzeltti.
"Ben de tanışmanı istemiyorum ama tanışman gerekiyor, büyüdüğünde bana hesap sormaman için varlığından haberdar olmalısın."
"Ama kim ki o?!" Jungwon sinirle sorduğunda Jşsung cevap vermek yerine oğlunun yanaklarını öpmüştü.
"Salona geçip uslu uslu otur tamam mı? Terleme bak." Jungwon kollarını çaprazlamış, dudaklarını büzerek salona geçip oturmuştu.
Jisung derin bir nefes alıp sıkışan göğüsünü rahatlatmak için bir süre bekledi.
Kendi gerginliği yetmezmiş gibi Minho'nun gerginliği de onun üzerindeydi. Gözlrrini kapatmış, Beomgyu'ya birkaç küfür savurup ayaklanarak oğlunun kıyafetlerini katlamıştı.
Yatak odasına girdiği gibi kucaklanmayı beklemediği için şaşırsa da onu sıkı sıkı saran eşinin beline kollarını sarıp başını boynuna yasladı.
"Jisung, çok gerginim." Minho eşinin arkasındaki kapıyı kapatırken Jisung geri çekilmiş, Minho'yu yatağa oturtup yanına yerleşmişti.
"Farkındayım ve feromonların beni yoruyor."
"Üzgünüm, sadece... Sadece şu an onları kontrol edemiyorum. Jungwon beni istemeyip Beomgyu'yu isterse ne yapacağımı bilmiyorum." Jisung elleri titreyen eşinin ellerini aynı anda tutup gülümsedi.
"Saçmalama, Jungwon senden vazgeçer mi? Bak, sakin olmazsan Beomgyu puştu alay edecek, bu sefer kavga gürültü olacak. O da en az senin kadar gergin tamam mı?"
"Şu an inanılmaz derecede ağlamam geldi. Lee Minho değil Lee Yongbok olsaydım şimdiye ağlıyordum." derin derin bir nefes aldı.
"Jungwon tanışmak istemiyor zaten, hadi sakinleşip yanına gidelim. Hm? Ona sarılmak iyi gelir." Minho onaylamış, eşine sıkıca sarılıp boynunda bir süre nefeslenmişti.
Ellerinin titremesini ve gergin feromonlarını kontrol etmeyi başarana dek orada dinlendi.
Ayaklandığında Jisung güven verici bir gülümsemeyle onun elini tutuyordu.
İkisi salona geçtiğinde Jungwon başını başka tarafa çevirdi. Minho eşinin elini sıkınca Jisung gülmüştü. "Ne oldu fare?"
"Küstüm işte, bana söylemiyorsunuz hiçbir şey." Minho gülümseyerek Jisung'ın elini bırakmış, çocuğu tek seferde kucağına alıp koltuğa yerleşerek yanağını öpmüştü. "Bebeğim, seni çok seviyorum."
"Ben de ama küstüm."
"Hadi barışalım." dedi Minho elini uzatıp.
"Bana çikolata verecek misin?" Minho onayladığında Jungwon babasının yanağını tutmuş, kocaman öpüp ona sarılmıştı. "Kim geliyor babacığım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the omega | minsung
FanfictionJisung, liseli sevgilisinden yanlışlıkla hamile kalınca ortalık karışır. En yakın arkadaşı Felix ise arkadaşına çözüm olarak ağabeyini bulur. yan shipler: hyunin, changlix, chanmin #omegaverse# #mpreg# -parlayan gözler, mühür ve kurt formları kulla...