Ö²

17.1K 1.3K 1.5K
                                    

Minho, iki hafta önce doğmuş bebeğiyle yatak odalarında vakit geçirirken Jisung salonda uzanmış dinleniyordu.

Jimin gece boyu gazından dolayı ne uyumuş ne de Jisung'ı uyutmuştu. Jisung da sabah okula ve işe gidecekleri için Jimin'le beraber Jungwon'un odasına geçmiş, Jungwon'u da yatak odasına göndermişti. Baba oğul uyanıp hazırlanmış ve evden çıkmışlardı.

Jisung, Minho oğluyla beraber okuldan geldiği gibi onlara atıştırmalık bir şeyler hazırlamış, Minho kızıyla oynaşmak isteyince fırsatı kaçırmayıp salona geçerek uyumaya karar vermişti.

Minho, bol öpücük sesleri ve tatlı sevgi cümleleri kurarak kızını güldüre güldüre severken Jungwon da ödev yapıyordu.

En azından bir ara bunu gerçekleştiriyordu.

Onu tatlı uykusundan uyandıran şey Jungwon'un koltuk ve orta sehpa arasında ileri geri yürümesiydi. Jisung kirpiklerinin arasından oğluna bakmış, hafif dolu gözleri ve büzdüğü dudağını görünce gözlerini tamamen açıp elini uzatmıştı. "Bebeğim?"

"Baba..."

"Ne oldu?" Jisung tamamen yan dönmüş, oğluna bakarken Jungwon gelip onun önünde yere oturunca başını eğmişti. Yanağını okşadığı anda gözyaşlarını bıraktı küçük olan.

"Baba, hani şey..." Jisung başıyla devam etmesini işaret ederken çenesini okşadı miniğinin. "Hani... Şey... Yani..." Jungwon başını eğmiş, eliyle oynarken iç çekmişti. "Benim babam aslında babam değildi ama sonradan babam oldu ya işte, siz anlatmıştınız. Biri gelmişti ve babam oydu ya hani..." Jungwon başını eğmiş, dudaklarını büzerek konuşurken Jisung işin ciddiyetini fark edip yanına inmişti.

"Hm..."

"İşte, şey... Babam bu yüzden artık Jimin'i daha mı çok sevecek? Yani ben onun gerçekten ama çok gerçekten oğlu olmadığım için ama o gerçekten aşırı aşırı gerçekten onun bebeği olduğu için..." derken iç çekti. Sesi titriyordu ve Jisung oğlunun tecrübesizliğinden kaynaklı tüm duygularını rahatça hissedebiliyordu.

"Jimin'i benden çok mu sevecek? İkimizi de aynı çoklukta sevse, sevemez mi? O bebek özel mi?" Ağlaya ağlaya sorularını sıralarken Jisung içten bir şekilde gülümsemiş, oğlunun yanaklarını silmişti.

"Hey, yok öyle bir şey. Minho ikinizi de çok seviyor. Hem, sen onun gerçekten ama aşırı aşırı gerçekten oğlu sayılırsın ki." Jungwon başını eğmiş ağlarken Jisung'ın başını kaldırma girişimlerini başarısız sonuçlandırtmış ve elleriyle yüzünü kapatmıştı.

"Ama o zaman neden eve gelirken yol boyu Jimin Jimin Jimin deyip durdu? Bana okulumu bile sormadı, bugün öğretmenim defterime kocaman bir tane yıldız yapıştırmıştı ve onu anlatacaktım ama sadece 'Eve gidip Jimin'i sevmek için sabırsızlanıyorum, sen de sabırsızlanıyor musun Jungwon?' dedi." Jungwon ağlaya ağlaya içini dökerken yumruklarıyla gözlerini sildi.

"Bebek eve geleli sadece onu seviyor, benimle bile uyumuyor ki!" Jisung ona iyice sokulan oğlunu sıkıca sarmış ve çocuğu öpücüklere boğmuştu. Sırtını okşarken iç çekti. "Hayır bebeğim, sadece baban biraz heyecanlı. Sen ilk doğduğunda da böyleydi. Bir an önce gelip seni sevmek için sabırsızlanıyordu ve gelince gözü senden başkasını görmüyordu."

"Babamı istiyorum!" Jungwon hıçkırarak ağlarken Jisung onu sımsıkı sarmış, boynunu öpmüştü.

"Şşhh, bebeğim. Jungwon, beni duyuyorsun değil mi aşkım? Baban seni de çok seviyor Jimin'i de. İkinizi ayırdığı falan yok. Üstelik, senin baban başkası falan da değil. Bir başkasının hücreleri içinde olabilir evet ama en çok Minho sana babalık yaptı ki. Sen de biliyorsun bunu, nasıl hemencecik bıraksın seni? Kardeşini de seni de çok seviyor." Jisung hafifçe sallanarak oğlunun sırtını okşarken Jungwon yüzünü saklamış sessizce ağlıyordu. Hatta daha sesli ağlıyordu.

the omega | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin