the omega | minsung

24

"Ohooo, yüzünü gören cennetlik Jisung bey." Seungmin bir süredir sancıları çok olduğu için okula gelmeyen arkadaşını kantinde görünce gülümaerken Jisung öpücük attı.

"Sarılamıyorum maalesef ama çok özledim sizi. Evde tek başına oturmak inanılmaz sıkıcıydı." Jisung Jeongin'in çektiği sandalyeye oturduğunda Felix de telefonla konuşarak koridorda dolanıyordu.

"Kimle konuşuyor?" dedi Hyunjin gülerek.

"Changbin hyungla. Düğünleri yaklaştığı için ikisi de heyecanlı." dedi Jisung gülümserken. İki ay falan kalmıştı evlenmelerine.

"Sen nasılsın, zor bir hafta mıydı?"

"Altı ay olunca zorlanacağımı düğünüyordum ama bu kadar beklemiyordum. Sancıdan iki serum yedim, üç mü? Felix daha iyi bilir." Jisung gülerek arkadaşlarına bakarken diğerleri de ona gülümsemişti.

"Sen yokken neler oldu, biliyor musun?" Seungmin gülerken Jeongin dudak büzdü.

"Hayır, anlatın çabuk." Jisung anında dedikodu modunu açarken Jeongin arkadaşının iki haftalık yokluğunda olan şeyleri baştan sona anlatmak için hazırdı.

"Sana ilk laf atan omega var ya, okulda sancılandı. Meğer o da hamileymiş, ikinci aya girdi sen yokken." dediğinde Jisung kahkaha attı. "Çüş, sen bunu nereden biliyorsun?"

"Girme oralara hiç." diyen Hyunjin'den sonra Seungmin başını iki yana salladı. "Felix de okula gelmedi diye hiçbir şeyden haberiniz yok. Neyse, Jeongin alfa ilaçlarına güvenip baskılayıcı almayınca geçen haftaki kızgınlığına okulda girdi."

"Hyunjin olduğu için sakinleştim, bu kez sarılarak hallettik ama alfa sınıfında kızgınlığa giren biri olunca herkes şaşırdı. Ağabeyimi çağırdılar, okulda hamile omega var mı diye sorup soruştutarak o omegayı yanıma gönderdiler. İlacım yoktu ama hamileliği kullandılar işte, sonra her şey ortaya çıktı."

Jisung duyduklarıyla şaşırırken Hyunjin kolunu sevgilisinin omzuna atıp yanağını öptü.

"Alfalık ilaçlarını bırakmışsın zaten." dedi Jisung gülümseyerek.

"Hm, ama hala alfa sınıfındayım. Ağabeyimle müdür bu seneyi böyle bitirmeme karar verdiler. Sınıftaki aç kurtları da Hyunjin zapt ediyor." diyerek sevgilisine yanaştığında hepsi gülmüştü. "He, bir de, Chan hyung bir şekilde ilk kızgınlıktaki olayı öğrenmiş." dedi Hyunjin sıkıntıyla.

"Kızdı mı?" Jisung korkuyla sorsa da Jeongin gülerek başını iki yana yasladı. "Üstünden aylar geçtiği için bir şey demedi, bu hariç." diyerek Hyunjin'in elini tutup kaldırdı. İkisinin de havadaki elinde yüzük vardı.

"Bunu bana söylemeliydiniz." dedi Jisung dehşetle.

"Dur bu yeni olay, ben de yeni öğreniyorum." dedi Seungmin şaşırırken.

Masaya gelen Felix de kaşlarını çatmıştı. "Evleniyor musunuz?"

"Hm, dün pazar günü diye bizim evde toplandık, önce benim testimin karmaşasını açıkladı ağabeyim. Sonra uzun süredir birbirimizi tanıyıp sevmemizden bahsettiler. Büyükler de onay verince aile arasında bir şey oldu işte, üniversiteler belli olunca nikah töreni olur diye konuşuldu." Jeongin mutlulukla anlatırken Hyunjin elini tutmuş sevgilisinin yanağını öpüyordu küçük küçük. 

"Ben de..." diye lafa girdi Seungmin. Hafifçe kızarmıştı.

Jeongin heyecanlı arkadaşına dönüp gülerek konuştu. "Ağabeyimle randevuya çıktılar."

"Randevu değildi." dedi Seungmin kaşlarını çatıp. "Denk geldik. Hani şu bardaktan boşalırcasına yağan yağmurlu gün var ya, ufak bir klişe oldu." dedi Seungmin gülerek.