Jisung perdenin kapanma sesiyle gözlerini açmış, bulanık görüşü netleşince yanına oturan büyüğünün elini hissetmişti. Minho elini sıkıca tutup üstüne minik bir öpücük bıraktığında başını oraya çevirdi.
"Hyung? Doğdu mu Jungwon?" dedi pürüzlü sesiyle.
Minho ona gülümseyerek bakmış, parmaklarını kenetleyip başını ikisinin kenetlenen eline yaslayarak dirseğini yatağa sabitlemişti.
"Tch, doğmadı henüz. Yalancı doğum sancısıymış yaşadığın şey. Doktor bu sancıların bir süre sürebileceğini, gerçek sancıyla ayıramayacağın için de hepsinde hastaneye gelmemizi söyledi." Jisung büyüğünü onaylamış, elini hala şişkin olan karnına koyup derin bir nefes almıştı.
"Çok korkunçtu." derken gözlerini kapattı. "Hyung ben doğumdan çok korkuyorum." derken de gözlerinden birer damla yaş düşmüştü. "Canımı çok acıttı."
"Her şey yolunda güzelim." dedi Minho yine elini öperken. Hafifçe doğrulmuş, Jisung'ın karnına öpücük bırakmıştı. "İkiniz de oldukça sağlıklısınız. Bu sancılar da normal, korkulacak bie şey yok. Bir ay sonra tüm sancıların bitecek, sık dişini." Jisung gülerek dişlerini sıkıp gösterdiğinde Minho sırıttı.
"Jungwon benim canımı acıttığı için ona çok küseceğim."
"Şaka yapıyor baban, küsmüyor sana. Niye küssün? Çok şakacı o." Jisung karnını muhattabına alan büyüğüne gülmüş, karnını okşayıp yüzünü ekşitmişti. "Ne zaman eve gidebiliriz?"
"Serumun bitince." Jisung dirseğinin içine bağlanan seruma bakıp iç çekmiş, başını yastığa yerleştirip tavanı izlemeye başlamıştı.
"Düğünü mahvettim, devam ediyorlar mı?"
"Tch, davetlilerden özür dilemiş ve acil durum olduğunu söylemişler, hepsi dışarıda." Jisung burukça gülümseyerek gözlerini kapattı.
"En mutlu günleriydi, of."
"Hala mutlular, bebeğin doğsaydı da çok mutlu olurlardı." Minho gülümsemiş, ayaklanmıştı. "Yongbok seni çok merak etti, göndereyim mi?"
"Hm, olur. Sen gidiyor musun?"
"Biraz hava alayım, diğerlerini de evlerine gönderirim." dediğinde Jisung onaylamış ve gülümsemişti. Minho perdenin arasından çıkıp acilden geçmiş ve bahçede arabalara yaslanarak onları bekleyen arkadaşlarına ulaşmıştı.
Felix oturduğu ön koltuktan hızla kalkınca eşi onun elini tutup bedenini dengelemiş, Felix'in arabaların arasından geçip ağabeyine ulaştığı ana kadar elini tutmuştu. Minho ona sarılan kardeşinin saçlarını okşayıp gülümsedi.
"Jisung'ın durumu iyi, doğuma kadar üç dört kez daha bunu yaşayabilirmişiz. Her seferinde hastaneye gelmemizi istediler, bebek de oldukça düzgün duruyormuş zaten." Arkadaşlarına bakarak konuşmuş, en sonunda kardeşinin başına ufak bir öpücük bırakmıştı.
"Sağ taraftaki üçüncü perde güzelim, seni görmesi daha iyi olur diye düşündüm."
"O zaman ben gideyim." Felix ağabeyinden ayrılıp koşarak hastaneye girerken Minho elini süsleri henüz sökülmemiş düğün arabasına yasladı. "Siz de gidin evlerinize, yorgunsunuz zaten."
"Bir şey lazım olursa mutlaka haber ver." Chan arkadaşına sarılırken diğerleri de el sallamıştı.
"Veririm."
"Changbin hyung kalıyor mu?"
"Eşim gitmediğine göre?" dedi Changbin gülerek. Jeongin sorusunun cevabını almış, ona da el sallamıştı. Chan arkadaşına da sarılıp düğünlerini tebrik ederek arabaya binmiş, yine öne Seungmin'i oturtup arabayı çalıştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the omega | minsung
FanfictionJisung, liseli sevgilisinden yanlışlıkla hamile kalınca ortalık karışır. En yakın arkadaşı Felix ise arkadaşına çözüm olarak ağabeyini bulur. yan shipler: hyunin, changlix, chanmin #omegaverse# #mpreg# -parlayan gözler, mühür ve kurt formları kulla...