the omega | minsung

39

finali yarın atma kararı aldım btw ben taslaklarda fici bitireli bayağı okuyor hatta finali 30. bölümden hemen sonra yazdığım için onu yazalı 10 gün oluyor fşmrşrmrşmrşr

---

Minho, dudaklarını çam kokulu tene bastırıp ıslak ve öpücük dolu bir yol çizerken Jisung ellerini büyüğünün saçlarına atmış ve hafifçe çekiştirirken gözlerini kapatmıştı.

Yaklaşık üç buçuk saat önce Jungwon'u uyutmuş, uyanmayacağına emin olduğu bir saatte büyüğünün açık davetini kabul ederek onunla beraber odalarında keyifli saatler geçirmeye başlamıştı.

Felix'in doğum yaptığı zamanlar Minho ilaçları kullanmayı bırakmış, her şeyi oluruna bırakmıştı. Çocuk yapma endişesi duymadan birbirleriyle vakit geçirdikleri süreler daha keyifli olduğu için, Jisung da artık sık sık test yapmıyordu.

"Ah, acıdı."

"Özür dilerim, biraz fazla ısırdım." Jisung gülerek köprücük kemiklerinde oyalanan eşine bakmış, ellerini omuzlarına indirdikten sonra teması kesmeden kollarına kadar düşürmüştü.

"Minho."

"Hm?" Jisung hala gözleri boynunda gezinen eşinin çok umursamadan cevap vermesine göz devirmiş, başını kaldırıp onu öpmeye başlayarak büyüğünün bedenini yatağa düşürmüştü.

Yerlerini değiştirmeyi başardığında dudaklarını ayırıp ellerini Minho'nun omuzlarına bastırdı. Büyük olan gülerek üzerine oturan eşinin belini kavramış, kaşlarını kaldırmıştı.

"Ben sana bir şey söyleyeceğim." dediğinde Minho merakla baktı.

"Söyle güzelim?"

"Uzun bir aradan sonra ilk defa sevişirken kızgınlıktaydım." dediğinde Minho kaşlarını çattı. Farkında değildi.

Şirketten eve geldiğinde inanılmaz bitkindi, Jisung baskılayıcıları aldıysa fark etmemesi de normaldi.

"Yani bebeğim?"

"Ne yani hyung? Açık açık söyleyeyim mi?" dedi Jisung kaşlarını çatarken. Minho eşiyle alay ederken onayladığında Jisung kalçasını hareket ettirdi.

"Bir kez daha..." diye sızlanmaya başladığında onaylamıştı.

"Tamam, bir kez daha ama kucağımda kal, halim kalmadı." Jisung gülerek eşinin üzerine eğilmiş, çıplak göğsüne dudaklarını bastırıp yavaş yavaş öpücükler ve ısırıklar bırakarak oyalanmıştı.

Minho onun temasıyla keyifli sesler çıkarırken kapının inen kolunun farkında değillerdi.

Jisung kendini tamamen Minho'ya odaklamış şekildeyken Jungwon odanın kapısını tamamen itip duvara çarpmasına sebep oldu.

"Babacığım kabus gördüm!" Ağlayarak odaya girdiğinde Minho dişlerinin arasından mırıldandı. "Siktir."

"Bence de."

Jisung kendini yatağa bırakıp beline kadar örtüyü çekmiş, yatağa çıkan oğlunu kucağına almıştı.

"Babacığım?" Jisung oğlunun yanaklarını okşarken Minho oğlunun ona bakmamasının rahatlığıyla kalkıp eşofman altını giyinmiş, Jisung'ın yanına oturup Jungwon'un alnını öpmüştü.

Jungwon ara vermeden seslice ağlarken Minho sırtını başlığa yasladı. Jungwon'u kucağına çekip ona sıkıca sarılırken sırtını okşuyordu.

"Ne gördün bebeğim?"

Jungwon bir süre ağlamaya devam etmiş, Minho'nun onu sakinleştirmesiyle iç çekişleri eşliğinde rüyasını anlatmaya başlamıştı.