31

13.9K 1.5K 1.1K
                                    

bakın ben bu bölümü okurken hep kalbimin ağırlaştığını hissediyorum

---

"Felix yine aşermeye başladı."

Jisung raflardaki sütlerin tarihlerine bakarken Minho gülmüştü.

"Changbin şirkete gelip uyumama izin verin diye sızlanıyor." Jisung eşinin dediğine gülerken uygun tarihteki sütleri arabaya atmış, elindeki lego insanı Minho'nun arabaya yasladığı parmaklarının üzerinde gezdiren oğlunun sorusuyla ona dönmüştü.

"Aşermeye başladı ne demek?"

"Şöyle ki babacığım, canın bir şeyi çok istiyor aşerince. Ama sadece hamile insanlarda olur. Mesela baban sana hamileyken çilek aşeriyordu en çok bir de limon."

"Limon çok ekşi." Minho oğlunu onaylarken Jisung gülmüştü. "Bence de öyle."

"Nasıl yedin ki?"

Minho gülerek eşine bakarken Jisung dudak büzdü. "Ne bileyim bebeğim?"

"Babacığım çikolata alalım! Çok alalım, Jaeyun seviyor." Jisung gülerek en az katkı maddesi içeren çikolatalardan birini seçmiş, birkaç tanesini sepete atıp eşinin koluna sarılmıştı.

Minho önünden geçtikleri makarna raflarını işaret etti. "Almıyor musun?"

"Çok var ki evde."

Minho eşini onaylamış, biten alışverişleriyle beraber kasaya ilerlemişti. Oğlunu arabadan indirip yanağını öperek yere bırakırken arabadakileri kasaya diziyordu.

"Baba."

"Efendim brbeğim, böyle gel çarpmasınlar sana." Minho oğlunu önüne çekmiş, aldıklarını poşetleyen eşine yardım etmeye başlamıştı. Jungwon diyeceği şeyi boş verip kasadan geçen lolipopunu eline alarak açarken Minho gülüp elini tutmuştu küçüğünün.

Jisung arabaya elindeki poşetleri bırakıp öne yerleşirken Jungwon ağzındaki lolipopu çıkarıp bagajı düzenleyen babasının elini sıktı.

"Hm?"

"Ben de kardeş istiyorum. Jaeyun kardeşinin onunla oyun oynayacağını söyledi." Minho'nun poşetleri düzelten eli havada kalırken sertçe yutkundu.

"Hm..." Havada kalan elini indirmiş, yumruğunu sıkmıştı.

"Hm? Olur mu? Ben de kardeş isteyebilir miyim? Lütfen, lütfen."

Minho bagajı kapatmış, oğlunu kucağına alıp arabanın arkasında oturtarak ellerini iki yanına yaslamıştı.

"Babacığım?"

"Bebeğim, şimdi şöyle ki..." Minho elini saçlarının arasından geçirip söylendi. "Bunu nasıl anlatabilirim sana ben?"

"Kardeşim olsun." Jungwon kaşlarını çatıp dudaklarını büzerken kollarını çaprazlayınca Minho ofladı.

"Jungwon, bizim... Bizim bir bebeğimiz daha olamaz yani, ben birazcık hastayım. Hasta olduğum için sana bir kardeş veremeyiz." dedi Minho. Gözleri dolmuştu.

"Ama... Ama seninle ne ilgisi var ki? Babamın karnında olmayacak mı? O da mı hasta? İyileşemez misiniz? Doktora gidin."

Minho nefesini bırakıp onayladı. "Hm hm, gideceğiz doktora. Şimdi, eve gitme zamanı." Jungwon'u kucağına alıp arabanın arkasındaki çocuk koltuğuna yerleştirmiş, arabadan biraz uzaklaşıp derin bir nefes alarak yüzünü sıvazlamıştı.

"Babana ne dedin Jungwon?" Jisung arkasına dönerken sorunca Jungwon omuz silkti.

"Kardeş istedim ama hastayım dedi. Babam çok mu hasta babacığım? İyileşemez mi?" Jisung gözlerini kapatıp önüne dönmüş, oflamıştı.

the omega | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin