the omega | minsung

25

Düğün hazırlıkları, okulun bitmesinin heyecanı, artan yalancı doğum sancıları ve başlayan yeni aşklar...

Okulun bitmesiyle bir çok şey değişmişti.

Jisung evde daha fazla durduğu için sıkıldığından Felix'in düğün hazırlıklarına var gücüyle girişmiş, sancısının bile durduramayacağı bir hevesle arkadaşının heyecanına ortak olmuştu.

Mekan seçimi, süslemeler, pastalar, damatlıklar... Hepsinin seçiminde Jisung'ın parmağı vardı.

Şimdi ise kendi şaheseriyle gurur duyarken arkadaşının mikrofona evet diye bağırmasını alkışlıyordu.

Minho, Chan ve Hyunjin'in şahitliğinde Changbin de evet dediğinde Jisung sırıttı.

"Harika görünüyorlar." Başını çevirip Seungmin ve Jeongin'e bakmıştı.

"Chan hyung seni dansa kaldırmazsa ben de bir şey bilmiyorum." Jisung kendinden emin bir ifadeyle devam eden nikah törenine döndüğünde gözünün ucuyla Seungmin'in kravatını gevşettiğini görüp gülümsemişti.

Nikah memuru iki genci eş ilan ettiğinde Felix evlilik cüzdanın heyecanla sallayıp Changbin'e sarıldı. Changbin, kollarını ince bele dolayıp küçüğünün yanağını öperken Minho eliyle gözünü kapatınca mesajı alıp Felix'i dudağından öpmüştü.

Jisung, büyüğünün hala değişmeyen huyuna gülerken Minho, Chan ve Hyunjin yanlarına gelmiş, pistin ortasına çıkıp romantik bir şarkıda dans eden iki genci izlemeye başlamışlardı.

Minho kolunu Jisung'ın omzuna atıp kulağına yaklaştı. "Her şey yolunda mı?"

"Hm hm." Jisung gülümsemiş, büyüğünün omzuna yaslanmıştı.

"Dans etmek ister misin?"

"Karnım kocaman, böyle izleyelim edenleri işte." dedi Jisung gülerek. "Jungwon dans etmeme izin vermiyor." derken karnına bakmıştı.

Minho gülerek küçüğünü sandalyeye oturtmuş, yere çöküp onun karnını ellerinin arasına almıştı. "Bana bak velet, babanı çok kısıtlıyorsun doğduğunda oranı buranı ısırır ağlatırım seni, tamam mı?" diyip yavaşça alnını yasladı.

Jisung gülümseyerek büyüğünün ensesindeki saçlara elini atmış, yavaşça okşamıştı. "Hyung, seni ısırmak istiyorum."

"Jisung, benim üzerimde çok acayip şeyler denemek istiyorsun sen hep. Yanağımı mıncıkladın, omzumu ısırdın... Hatta yanağımı yaladın bile."

"Yanlışlıkla yanağına dilim sürtmüştü, öpecektim ama senin yüzünden oldu o." Kızararak kendini savunmaya çalıştığında Minhı gülerek başını kaldırıp ona baktı.

"Çok güzelsin."

"Şey, nereden çıktı şimdi bu?" Jisung gözlerini ondan kaçırıp sahneye baktığında utancını unutmuştu.

Seungmin gerçekten de Chan'la dans ediyordu.

"İçimden geldi. Kalk hadi, biz de dans edelim." Minho küçüğünü kaldırınca Jisung dudak büzdü. "Ama karnım izin vermiyor."

"O zaman böyle yaparız, gel şöyle." Minho küçüğüyle beraber diğerlerinin yanına geçip ona arkasından sarılmış, hafifçe sallanırken omzuna çenesini yaslamıştı. Jisung gülerek ona baktı. "Çok komik olduk."

"Önemli değil, ben sana sarılayım yeter." derken diğerleri onları fark etmişti.

Felix eşinin elini bırakıp arkadaşının karnını okşadı. "Çok tatlı görünüyorsunuz, sizi ısırabilir miyim?"