"Uyarı değil ceza bilirdim ve sevgiden önce nefreti öğrenmiştim."
Bir nefes bir can demekti. Canın üflenmesi ya da terk etmesiydi.
Günah ağır bir bedele gebeydi.
Âdem işlediği günahın esiri, geçmişin eliydi.
Her insan bir amaç uğruna gelir dünyaya...
bölümlerin rahat okunması için kelime sayısını olabildiğince azalttım bu yüzden bir hafta da üç bölüm geleceğini söyleyebilirim.
Şimdilik bölüm günleri Pazartesi, Çarşamba ve Cuma saat 21.00'da diyelim.
Lütfen oy verip yorum bırakmayı unutmayın.
Keyifli Okumalar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Guns N' Roses - Paradise City
1. HATALAR VE BEDELLERİ
Spot ışıkları görüşümü engellerken kalabalıktan yükselen alkış sesleri yavaşça son buldu. Başımı eğip titrek bir nefes aldığımda ışık gözümü eskisi kadar yormuyordu. Önümde duran mikrofon küçük bir cızırtı çıkardıktan sonra seste kısa süreli bozukluğu beraberinde getirdi ama parmağımla iki kez vurduktan sonra mikrofon normale döndü.
"Babam Haldun Güner sizlere bir mesaj iletmemi istedi; iş dünyası karışık ve engebeli yollarla çevrilidir. Bir gün kendinizi zirvede görürken diğer bir gün dipte, her şeyini kaybetmiş bir halde bulabilirsiniz. Kendisi bunu tecrübelerine dayanarak dile getirdiği söylemek istedi."
Derin bir iç çektim.
"Kendinizi bir gün zirvede bulabilirsiniz ama oraya çıktığınızda Güner Ailesine ve masaya ihanet ederseniz altınızdaki sandalyeyi bizzat biz iteriz."
Kalabalıktaki sessizlik fısıldaşmalara dönüştüğünde herkes babamın açıkça Yasir Kutlu'yu yaptığı ihanet yüzünden tehdit ettiğini biliyordu ama hiçbirinin bilmediği şey konuşmamın basit bir tehdit olmadığıydı. Korumalar davet salonundaki sayılarını hızla iki katına çıkardığında Kenan'a ve yanında oturan diğer adamlara işareti verdim.
"Haldun Güner'e ve masaya yapılan bu ihanetin bedeli Melsa Güner tarafından ödetilmiştir."
Sözümü bitirdikten sonra salonda sahne ışıklarını istedikleri gibi konumlandırabilmeleri için tavana yerleştirilmiş demir korkuluklardan aşağıya dört ölü beden sarkıtıldı. Yarı çıplak bedenlerin üzerinde masanın işareti -kalkan, kalkanın içerisindeki akbaba ve kalkanın iki yanında duran mızrak- kazınmıştı ve mesaj oldukça açıktı. Masa hiçbir şeyi unutmaz, masanın adaleti hiçbir zaman şaşmaz.
2 Saat Önce
Beykoz / İstanbul
"Melsa Hanım ne yapmamızı emredersiniz?"
Beykoz'da ormanın içinde eski bir depodayım, etrafımda babamın adamları önümde ise sadece iç çamaşırlarıyla duran dört adam var ve hepsi de emrimi bekliyor.
