39. BÖLÜM: TERKEDİLEN VE VAZGEÇİLEN

1.1K 72 136
                                    

🗝️

Merhaba, nasılsınız?

Bölümümüz iki kısımdan oluşuyor ilki bugüne ait ikincisi ise geçmişe, bu bölümü okuduktan sonra şöminelere karşı öfke dolu olabilirsiniz, ben en azından uzunca bir süre görmek istemiyorum ^^

Hikayemizi sosyal medya hesaplarınızdan tanvakti hashtagi ile paylaşırsanız sevinirim, böylece daha fazla insana ulaşmış oluruz. Bölüm sonuna düşüncelerinizi yazmayı unutmayın, keyifli okumalar.

yazar ig; rbabacann
kitap ig; tanvaktiresmi

Haydi bu bölümü 50 oy ve 100 yorum yapalım!

Haydi bu bölümü 50 oy ve 100 yorum yapalım!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







39. TERKEDİLEN VE VAZGEÇİLEN





Ulaş'la bir barın en karanlık noktasında yan yana oturuyorduk ikimizin de canı yanıyordu, boğazımızda hiç konuşulmamış kelimeler vardı, aklımız bir hayalin pençesinde takılı kalmıştı. Düştüğümüz yerden kalkamıyorduk ah bile diyemiyorduk, gözlerimizin içine baktığımızda anlıyorduk ancak. Acı insan seçmiyordu ama sadece hep düşenden yanaydı.

Onun uzun dalgalı saçları arasına yerleştirilmiş gözleri bir an olsun üzerimden ayrılmıyordu fakat ne zaman dönüp baksam düşüncelerinin arasında boğulduğunu görüyordum, pek konuşmuyorduk ama aslında bir konuşmanın vedasını yaşıyorduk.

Acı doluydu bugünümüz ve yarınımız, keşmekeş infazımızı bekliyorduk.

Ulaş zekası ve albenisiyle ne denli zor bir rakip olduğunu kolayca belli ediyordu, ona ne zaman baksam elimden tuttuğu vakit kaybetse bile bırakmayacağını biliyordum bu yüzden hangi insana değse eli Ulaş'a karşı bağımlılık hissediyordu. Hayatta her zaman başka insanlara bağlı kalan insanlar için vazgeçilmezdi Ulaş, yeri geldiğinde kendini kullandırtma pahasına kol kanat gererdi.

"Madem bu kadar acı çekiyorsun..." diye başlamıştım lafa viskinin acı tadı damağımda yoğunlaştığı sırada, "Söylesene neden affetmiyorsun onu? Git al, kim ne diyebilir sana? Kime ihtiyacın var Ulaş?"

Ulaş'ın derin bir iç çektiğini işitti kulaklarım, müziğin sesi ne kadar yüksek olursa olsun hiç fark etmiyordu onu duyabilmek için can havliyle dinliyordum çünkü beni bir tek o anlıyordu artık, gerekirse düşüncelerimi duyuyor kabuslarımı görüyordu.

"Ben binlerce darbeye rağmen dimdik durdum Melsa," dedi boğuk yükselen sesiyle, "Nefret yıkamadı beni." Onu ne kadar iyi anlayabildiğimi biliyordu, sanki bazı acılarımız aynı kökten yükselmiş gibiydi. "Nefrete yenilmeyen Ulaş sevgi karşısında ayakta bile duramadı."

"Bu sonu hakketmiyorsunuz." Alelacele hiç düşünmeden karşılık vermiştim, "Sevgi bağışlama ister, gurur sevgiye ait değil Ulaş."

Gülümsedi, ne zaman aklıma gelse gülümsemesi içim ürperirdi. "Hatalar affedilir Melsa, günaha ceza gerek."

TAN VAKTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin