ig:tanvaktiresmi
Takip etmeyi lütfen unutmayın.
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum, bölüm sonuna teorilerinizi bırakmayı unutmayın.
28. SCHRÖDİNGER'İN KEDİSİÖlüm ve yaşam birbirine denk kılınmıştı. Öldürmek için yaşayanlar bilmecenin her zaman farkındaydı. Bilmecenin her zaman farkındaydım.
Melsa demişti bir keresinde Okan, sen öldürmek üzere yetiştirilmişsin ve sadece yok etmeyi bilirsin.
Ölüm ve yaşam birbirine denk kılınmıştı tıpkı acının mutluluğa kılındığı gibi. Acı varsa yaşardı mutluluk, tezatlık dünyanın kalbinde yatardı.
Öldürmek üzere yetiştirilmiştim ama kimse bir adama aşık olacağımı söylememişti, birinin beni sevebileceğini hiçbir zaman kabullenememiştim. Ben bile sevmezken beni, kim niye sevsin ki?
Gece gök gürültüsüyle birlikte üzerimize yağarken yağmurlar arabanın içerisindeki kaosa teslimdi bedenim. Kenan arka koltukta oturuyordu, aradan kendini çıkarmış şoför koltuğundaki Zülfikar'la tartışıyordu, Okan'dı diyordu depodaki Okan burada.
Lisede herkes tarafından dışlanırken Ayla Saran korur kollardı beni, bir keresinde kızlar tuvaletinde çöp kovası boca edilmişti üzerime. Ayla benimle beraber rehberlik hocasının odasındaydı, sinirden ela gözlerinden ateşler fışkırıyordu. Yumruk yaptığı ellerini hocanın masasına vururken savunuyordu hakkımı ben ise deri koltuğun kenarına oturmuş onları izliyordum.
Ailem böyle davranıyordu bana, diğerleri neden davranamasın diye düşünüyordum. O kadar eksiktim ki sadece evde değil okulda da hissediliyordu tama asla ulaşamayacak benliğim.
Ayla el bebek gül bebek büyütülmüştü, hakları vardı her şeyden önce onu seven ve koruyan insanlar vardı. Ona göre yanlıştı bana yapılan, bana göreyse normal.
Rehberlik hocası gözlerini üzerime çevirdiğinde acıyarak bakmıştı suratıma ama aynı zamanda bana karşı empatide duyuyordu, karışmıyordu olanlara ama susuyordu. Susmak demişti bir keresinde Ayla, susmakta bir suçtur.
Ailesinin sevmediğini kimse sevmez bu hayatta, ilk öğrendiğim buydu benim eksikliğimden sonra. Bir diğer öğretiyi de o zamanda öğrenmiştim, gözlerimin içine bakarak konuşmuştu hoca, "Ailesinin sevmediği çocuklar ailesini sevmekten vazgeçmez." Demişti. "Kendini sevmekten vazgeçer."
"Dünyadan Melsa'ya, aloooo burada mısın?" Kenan kulağımın dibinde sol eliyle omzumu dürterken bağırıyordu. "Bak yemin olsun atacağım şimdi arabadan kendimi, bir depo dolusu adamı indirebilecek kaç kişi var bu ülkede. Hatta ne ülkesi dünyada! Masaya da not bırakmış, vallahi Okan bu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAN VAKTİ
Ação"Uyarı değil ceza bilirdim ve sevgiden önce nefreti öğrenmiştim." Bir nefes bir can demekti. Canın üflenmesi ya da terk etmesiydi. Günah ağır bir bedele gebeydi. Âdem işlediği günahın esiri, geçmişin eliydi. Her insan bir amaç uğruna gelir dünyaya...