41.BÖLÜM: KURŞUN ASKER

834 50 313
                                    

Merhaba,

yeni bölüm için 300 yorum ve 60 oy diyelim,

Keyifli Okumalar!

Love,

R.

🗝️

41.KURŞUN ASKER




Kapının hemen girişinde yakalanmamızın verdiği hüsranla öylece duruyorduk, Kenan dik bile duramazken beni Dragoslav'dan koruyabilmek adına önüme geçmeye yeltenmiş fakat bu gücü kendinde bulamayınca beni kolumdan tutarak geriye doğru çekmişti. Dragoslav, bu halimize bakıp tepeden gülüyordu bize, onun kumral tenine işlenmiş korkutucu bir hainlik gizliydi ve onu kullanmasını gerçekten çok iyi biliyordu.

"E, bu sebepsiz ayrılığın nedeninden bana bahsetmeyecek misiniz?" Dragoslav bize doğru birkaç adım attığında Kenan geriye çekilmek için var gücüyle adımladı fakat dengede bile duramıyordu eğer onu kolundan sıkıca tutuyor olmasaydım yere kapaklanırdı. "Hiçbir şey söylemeden çekip gitmek ev sahibine karşı yapılan büyük bir ayıptır, bunu bilmiyor musunuz?"

Kenan elini havaya kaldırıp etrafa tükürükler saçarak var gücüyle bağırdı, "Bas git lan! Bas git, amına koduğumun manyağı!" Ardından bana doğru döndü ve göğsüme sertçe vurarak beni geriye doğru itti, bacağımdaki yara yüzünden acı çektiğimi gördüğünde ise büyük bir pişmanlığa büründü. "Ona dokunamazsın, duydun mu beni? Melsa'nın kılına dahi dokunamazsın."

Dragoslav bizim aksimize adımlamayı bırakıp 'Siz iflah olmazsınız' bakışını takınarak direkt olarak bizi göz hapsine aldı. "Melsa..." dedi dingin bir tavırla, "Sen ne yaptığını sanıyorsun? Benden mi kaçıyorsun, buradan mı kaçıyorsun?" Dudaklarını büzdü ve bahçeye doğru uzattı elini, "E git o zaman." Kenan şüpheli ve aynı şekilde heyecan dolu bir bakış attı bana, neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. "Küçük arkadaşın bilmiyor demek ki ama burada olmayı sen istedin, bana sen geldin, zorla burada durmuyorsun eğer istiyorsan arkanı dönüp gidebilirsin."

"Onu manipüle etmeye kalkma!" Kenan tekrardan aynı öfkeyle bağırdı, "Senin belan olurum oğlum, yemin ederim senin belan olurum! Yok kendi isteğiyle buradaymış da yok istese gidermiş de, kime maval okuyorsun lan sen, ibne!"

"Bu senin Melsa'yı korumuş halin mi?" Dragoslav kahkaha atarken başını yavaşça geriye doğru attı, eğer biraz daha zorlasa Kenan'dan sonra gördüğüm en çekici adam olabilirdi. "Okan kızın tüm hayatını sikti attı, tuttu peşinden dünyanın en tehlikeli adamın inine soktu. O tehlikeli adam onu kaçırdı, evine aldı ve sizin o biricik askeriniz ne yaptı?"

Kenan'ın kendini daha fazla rezil etmesine dayanamayarak elimi yavaşça omzuna yerleştirdim, "O haklı..." ben bile söylediğime inanamıyordum çünkü ben bile burada kendi isteğimle durduğumu unutmuştum. "Buradayım çünkü Dragoslav'dan bunu ben istedim, ona dedim ki beni kaçır çünkü yanıma geldiğinizde beni büyük bir hatanın eşiğinde yakaladınız, siz beni anlardınız ama o anlamazdı. O anlamadı."

"Böyle düşünüyorsun çünkü o böyle düşünmeni istiyor! Bunu nasıl olur da göremezsin?"

"Böyle düşünüyorsun çünkü Okan böyle düşünmeni istiyor, asıl sen bunu nasıl göremezsin?" Kenan'ın omzundaki elimi iyice sıktım, bakışları üzerimden elime doğru kaydı sakinlemişti. "Biz onu her kim saydık bilmiyorum ama yanıldık, şimdi oturup onun bana sunduklarını doğru ilan ederek hareket edemem. Dragoslav belki de bana en büyük kötülüğü yapacak bilmiyorum ama güvenilmez bir dosttansa gözü pek bir düşmanla savaşmayı seçiyorum. Bunun doğru olduğunu sende biliyorsun, bende biliyordum, en başından beri."

TAN VAKTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin