Ursine Vulpine - Wicked Game ♪
~
Güne gözlerimi Yoongi ile beraber açtım. Dün geceki gibi sımsıkı sarılıyordu bana.
Kahvaltı yaptıktan sonra ilk defa el ele çıkmıştık evimizden. Evimiz... Yaşadığımız ev, ikimize ait bir yere dönüşmüştü.
Sınıfa el ele girdiğimizde neredeyse kimse şaşırmamıştı. "Okulun en cool çifti de geldi." Johnny gururlu bir anne gibi bakıyordu. Buna gülmeden edemedim.
Johnny'nin Lisa'dan hoşlandığını biliyordum. Bunu Yoongi bile anlamıştı. Emin olamadığım şey Lisa'nın bunu anlayıp anlamamasıydı.
"Ellerin buz gibi olmuş." Elimi tutan Yoongi, ben Johnny ve Lisa ile sohbete devam ederken kısık sesle konuşmuştu.
"Evet, soğuktu."
"Üzgünüm Yoongi ama seni bugüne kadar ne zaman görsem biraz ürküyordum. Bu halin şoke edici. Seni tanıyan herkesin de şaşıracağına eminim." Lisa'nın yorumuna hepimiz güldük. Böyle bir etki yarattığının farkındaydım.
Bu süre zarfında bizi izleyen Taehyung ve Yeri ikilisinden hiç tahmin etmeyeceğim derecede zarar göreceğimden habersiz gülmeye devam ediyordum.
~
Derslerden sonra hep beraber yemek yemek için plan yapıp, güzel bir restoranda rezervasyon yaptırdık. Son dersten çıktıktan sonra dersin profesörü ile görüşüp, Yoongi'lerin yanına dönmeyi planlamıştım ama bana seslenen Yeri ile duraksadım.
"Roseanne?"
"Efendim?"
"Seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum. Biraz vaktin var mı?"
"Peki. Fakat uzun sürmesin, gitmem gerekiyor."
Koridordaki uygun bir köşeye geçtikten sonra konuşmasını beklemeye başladım. Ne söyleyecekse dinleyecek ve hemen gidecektim.
"Seni dinliyorum?"
"Roseanne lafı uzatmayacağım. Seni Yoongi konusunda uyarmaya geldim."
"Yeri sıkılmadın mı bu basitliklerden?" Yanından gidecekken kolumdan tutarak beni durdurdu.
"Bak biliyorum beni yanlış tanıdın ama Yoongi'ye yaklaşmamın sebebi sürekli onun yanında olduğunu söylemesiydi."
"Senden biraz daha mantıklı şeyler duymayı beklerdim. Bu çok basit kaldı."
"Onunla hep mesajlaştığımız gibi şeyler mi?"
"Hah!" İşte buna kahkaha atılırdı.
"İstersen attığı mesajları gösterebilirim. Numarasına da bakabilirsin." Bir yandan kendi telefonunu uzatırken bir yandan da anlatmaya devam ediyordu.
Duyduklarıma ve gördüğüm mesajlara anlam veremiyordum. Gerçekten de Yoongi'den gelen mesajlar vardı. Ben uyuyunca evden çıktığını belirten, yaşanılan gece için teşekkür edilen mesajlar.
"Bana sürekli seni bırakamayacağını sağlayan sebepler olduğunu ve bunun ilişkimize engel olmasını istemediğini söylüyordu. Sana rağmen onunla ilgileniyordum çünkü takıntılı olanın sen olduğunu sanıyordum. Bugün sizi görene kadar."
"Hayır, sana inanmıyorum. Yoongi böyle bir şey yapmaz."
"Sırf senden hoşlandığını düşünmen ve başka biriyle olduğunu anlamaman için etrafındaki erkeklerin hepsini kıskanıyormuş gibi yaptığını söyledi. Sence bu normal mi Roseanne?"
"Sen delirmişsin." Hızlıca yanından ayrıldım. Duyduklarımı ve gördüklerimi sindirmekte güçlük çekiyordum.
"Roseanne bekle. Gerçekten doğruları söylüyorum."
Koridorun sonundaki yangın merdivenlerinden inerek, fakülteden bir an önce çıkmak istiyordum. Ben kapıyı açıp merdivenlere geçene kadar Yeri çoktan yanıma gelmişti.
"Roseanne?"
"Ne yapıyorsun bırak kolumu!" Yüzüne bakmam için kolumdan çektiği sırada dengemi kaybedip merdivenden yuvarlanmaya başladım. Bir yere çarpıp durduğumda Yeri de koşarak yanıma gelmişti.
"Yeri..."
"Böyle olmasını planlamamıştım ama bunu sen istedin."
Sesimin duyulamayacak kadar az çıktığını biliyordum fakat yine de bağırmaya devam ettim.
Aklımda binlerce soru ile belki de son nefeslerimi alıyordum. Sesler boğuklaşmaya başladıkça, en rahatsız eden sesi bile özleyebileceğimi fark ettim.
Belki de son kez görüyordum dünyayı. Ama son kez olsa bile burada, bu şekilde olmasını istemezdim.
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stay with me ⋆ yoonrosé
Fanfiction"Sen varsan cennete ihtiyacım yok." Yüzümü avuçlarının arasına alarak konuşmaya devam etti. Ellerinin sıcaklığı yanaklarımdan tüm vücuduma yayılıyordu sanki. O kadar yakındık ki, seslerimiz ve nefeslerimiz birbirine kenetlenmişti. Tüm dünya karşımız...