4 upside down, yoongi

395 69 24
                                    

UNSECRET, Ruelle - Slip Away ♪

~

Gözlerimi -tanımadığıma emin olmama rağmen, yıllardır tanıyormuş hissini yaşatan- Roseanne'in yüzümde özgürlüklerini ilan eden saçlarıyla açtım. O kadar yakındık ki, nefesini hissedebiliyordum.

Uyurken bambaşka biri gibiydi.
Kaza günü annesinin yanına gitmek için yaralarını hiçe sayan, hastaneden kaçmak için yalın ayak koşturan o hırçın kızdan eser yoktu şimdi.

İçinin kırıldığı ve parçalarının uzaklara savrulduğu yüzünü gölgeleyen ifadeden anlaşılabiliyordu. Sanki, o uyurken konuşuyordu hayal kırıklıkları.

Onun duygularını anlamak ve kırıklıklarını görebilmek benim için zordu. Kendimi bildim bileli duyguların hayatımda yeri olmadı. Annesiz babasız büyüyen, kardeşi olmayan, varsa da varlığından bir haber olan biri için duygular boyu aşan hayallerdi.

Fakat uzun zaman sonra içimde bir yerlerde duvarların ardına gizlenmiş duygular olduğunu Roseanne sayesinde fark edebildim. Benzerdi yalnız kalmışlığımız, kendimi onda görebiliyordum.

Telefonumun titremesiyle kapıldığım rüyadan uyandım. Yüzü, insanı hayran hayran izletecek kadar güzeldi. Uyandırmamaya çalışarak, yavaşça yerimden kalktım.

"Efendim Jimin?" Jimin ekipteki arkadaşlarımdan biriydi. Roseanne konusunda çocukların yardımına ihtiyacım olacağı açıktı.

"Yoongi Seul'e döndüm. Evin konumunu atarım. Eunwoo ve Jungkook yolda."

"Tamam."
~

Kahvaltıdan sonra okula geldiğimizde etrafta sakıncalı bir durum gözükmüyordu. Yine de, tetikte olmak çok önemliydi. Tehlikenin nereden geleceğini bilemezdik.

Çalan telefonumla Roseanne'den biraz uzaklaştığımda yanına bir akbaba yaklaşarak tehlikenin sadece hayati anlamda olmadığını göstermiş oldu. Güzelliğine kapılıp gidenlerden de çekeceğimiz vardı anlaşılan.

"Tamam, teşekkürler." Roseanne'in ses tonu bu tanışmadan pek hoşlanmış gibi değildi.

"İnsanlarla çok samimi olmamaya dikkat et."

Bu durumdan hoşlanmadığını anlayabiliyordum ama hayatını yeniden şekillendirmesinin sebebi onun can güvenliğiydi. Kendine başka zaman arkadaş bulurdu.

Evin bahçesi için birkaç saksı alacağını söyleyip, okuldan sonra beni IKEA'ya sürükleyerek, yorgunluğuma yorgunluk katmayı ihmal etmedi.

Gerçekten saksı almak için mi buradaydı yoksa alışveriş arabasının içinde kendini gezdirmek için mi emin olamadım.

"Hanımefendi halinizden memnun musunuz? Bu da kol ya hani, gücü bitebiliyor bazen."

"Laf sokmak için an kolluyorsun değil mi? Ne oldu? Hastanede beni odaya taşırken gücü iyiydi kollarının."

"Açıkçası kimin an kolladığından emin değilim. Ayrıca, kollarım iltifatın için çok teşekkür ediyor." Keyifli biriydi. Espri yaparken bile alınmadığını bilerek konuşmak daha iyi hissettiriyordu.

"Ben bu saksıdan iki tane alabilir miyim? Sence nasıl olur? Yakışır değil mi bahçeye?"

"Sen öyle diyorsan. Hadi her şeyi aldıysan gidelim artık."

stay with me ⋆ yoonroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin