stay with me ⋆ yoonrosé

12, beginning of everything

Heize - You, Clouds and Rain ♪

~

Kısa sürecek olsa da, hepimize iyi gelecek tatil için adaya geleli birkaç saat olmuştu. Ve herkes odasına çekilip dinlenmek için biraz müsaade istemişti.

"Kazaklarını da dolaba yerleştirdim." Arkamdan belime sarılarak, yanağıma bir öpücük bıraktı.

"Tamam sevgilim, teşekkür ederim."

"Şimdiden modum yükseldi. Buraya gelerek gerçekten iyi yaptık. Bize çok iyi gelecek."

"Ben de öyle düşünüyorum. Hadi üstüne bir ceket al da çocukların yanına gidelim." Kendi ceketini giyerken bir yandan da benimle konuşuyordu.

"Tamam."

"Odalar böyle ayarlandı diye küvette yatmamı istediğinin farkındasın değil mi? Bu kız görmeyeli vicdansız olmuş." Çocukların yanına gittiğimizde Lisa ve Johnny oda konusunda hala tartışmaya devam ediyorlardı.

"Yoongi sen bir şey söyle bari. Küvette yat diyor. Canım kankacım bence kızlar beraber kalsınlar biz de seninle krallar gibi odamızda kalalım ne dersin?"

"Hayır derim kankacım. Hiçbir kuvvet beni Rosie ile ayrı odaya koyamaz. Hem, Lisa mı yatsın oğlum küvette? Nasıl adamsın lan sen?"

"Yoo beraber yatalım işte mis gibi yatak var. Niye küvet diye kasıyoruz? Neyin fantezisi bu?" Johnny'nin bu şebekliği beni çok güldürmüştü.

"Sen iflah olmaz ve umutsuz bir vakasın abicim. Dua et, en azından küvette yatmana izin veriyor. Ben seni bu adaya almazdım."

"Abicim sen küvette yatmayı nasıl kabul ettin ya? Küvet nedir?"

"Lan Roseanne benim sevgilim niye küvette yatayım?"

"Lisa çabuk sevgilim oluyorsun. Bu şartlar beni çok zorluyor."

"Ne?!" Ortamda yankılanan sesler arasında Lisa'nın şaşkınlığı yüzüne yansımıştı. Johnny'i kenara çekip götürmesi ise beklenmedikti. Anlaşılan ya aynı yatağı paylaşacaklardı ya da Johnny küveti bile arayacaktı.

"Aslında düşüncelerini kıza söylese problemi çözecekler ama Johnny salaklık ediyor."

"Herkes senin kadar cesur olamayabilir." Elindeki menüyü karıştıran Yoongi'nin bakışları bana kaydı. Sanırım, göz kırpma sırası bana geçmişti.

~

Bir süre sonra masaya dönen Lisa ve Johnny'nin soğuk rüzgarları herkes tarafından hissedilmişti. Öyle ki, kimse konuyu devam ettirmedi.

"Restoranın karşısındaki kulübe ünlü bir dj geliyormuş. İçeceklerimizi orada içmeye ne dersiniz?"

"Felix nereye gidersen bir gece kulübü buluyorsun. Baykuş gibisin lan."

"Oğlum belediye hizmeti yapıyoruz işte."

"Gitmek istemezsen farklı bir yere gidebiliriz?" Çocuklar konuşurken kulağıma fısıldayan Yoongi'ye sorun olmadığını belirten şekilde gülümsedim.

~

Sandığımdan daha sakin bir atmosferin olması beni mutlu etmişti. Sohbet edebiliyor olmak ve birbirimizi duyabiliyor olmak güzeldi.

Çocukların çoğu alkolün etkisiyle kendilerini piste atmış, çılgınlar gibi dans ediyorlardı ama arkada aşırı yavaş bir dans müziği çalıyordu.