PVRIS - You and I ♪
~
Evden çıkarken Yoongi'nin koşup, her zamanki gibi arkamdan sarılmasını çok istiyordum. Yanıma gelip, elimden tutmasına çok ihtiyacım vardı.
Fakat tükenen sadece sözlerimiz değildi. Öyle ki geriye sadece susmak kalmıştı.
Otelde kalmayı aklıma koysam bile Lisa beni bırakmayıp, kendi evine getirdi. Onu rahatsız etmek istemiyordum ama bu süreci yalnız geçirmediğim için de mutluydum.
"Şimdi ne olacak? Ben Yoongi'nin kötü biri olduğuna ve sana söylenilenleri yaptığına inanmıyorum."
"Ben de inanmıyorum Lisa. Evet, onu çok uzun zamandır tanımıyorum ama tanıdığım kadarıyla öyle biri olmadığını anlayacak noktadayım. Sadece..." Konuşmak artık acı veriyordu.
"Sadece kırıldın. İnan görebiliyorum ve anlayabiliyorum. Çok da yoruldun. Hadi yatıralım seni. Şu an uyumak en iyi seçenek bebeğim."
"Teşekkür ederim. İyi ki yanımdasın Lisa."
~
Sabah uyandığımda kendimi biraz daha iyi hissediyordum. Uyumak güç kazandırmıştı. Şimdi ise eve gidip eşyalarımı toplamam gerekiyordu.
"Günaydın." Salona geçtiğimde Lisa'yı kahvaltı hazırlarken görmeyi beklemiyordum. Şu an, -saat konusunda yanılmıyorsam- derste olmalıydı.
"Günaydın bebeğim, hadi kahvaltı edelim."
"Neden zahmet ettin ve neden okula gitmedin?"
"Seni bu halde yalnız bırakacak değildim ya Roseanne?"
"Teşekkür ederim ama gerçekten canım bir şey istemiyor. Eve gidip biraz dinleneceğim."
"Bunun iyi bir fikir olduğuna emin misin? Ben tek yaşıyorum. Burada istediğin kadar kalabilirsin. Hatta beraber de yaşayabiliriz. Fakat sanki şu an eve gitmek için uygun bir zaman değil gibi?"
"Ne düşündüğünü anlıyorum ama her şeyle bir an önce yüzleşmek istiyorum."
"Peki canım. Sen nasıl istersen." Lisa'nın evinden çıktıktan sonra taksiyle eve geldim.
Anahtarla kapıyı açarken hem Yoongi'nin evde olmasını dileyip, hem de onunla hiç karşılaşmamayı umuyordum.
Eve girer girmez burnuma gelen alkol kokusunu salondaki şişeler tamamladı. Bu görüntü ise koltukta sızan Yoongi ile tamamlanmıştı.
Sessizce yanına gidip, oturdum. O kadar derin uyuyordu ki, dikkatli hareket etmesem bile uyanacak gibi değildi.
Uyuyor oluşundan faydalanarak, elimi saçlarında ve yüzünde gezdirmeye başladım. İçimde oluşan özlemi bu şekilde gidermeye çalışıyordum.
"Roseanne." Yanından kalkıp gidecekken elimden tutup, beni durdurdu. Hala uyuduğunu düşünüyordum fakat açılan gözleriyle çoktan uyanmış olduğunu anladım.
"Yoongi işleri zorlaştırma lütfen. İznin olursa üstümü değiştirmek istiyorum." Bileğimi elinden kurtararak üst kata çıktım.
"Sen neden peşimden geliyorsun?"
"Burası benim de odam. Unuttun mu?" O kadar başım ağrıyordu ki cevap vermeye halim yoktu.
Çekmeceden pijamalarımı alıp banyoya girdim. Dikişlerimden dolayı başımı yıkayamıyordum ama vücudumun sıcak suya ihtiyacı vardı.
Banyodan çıktığımda Yoongi aynı yerde oturmaya devam ediyordu. Kendi yattığım tarafa geçerek yorgun vücudumu uykunun kollarına bıraktım. Hiçbir şeyi düşünmeden uyumaya çok ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stay with me ⋆ yoonrosé
Fanfic"Sen varsan cennete ihtiyacım yok." Yüzümü avuçlarının arasına alarak konuşmaya devam etti. Ellerinin sıcaklığı yanaklarımdan tüm vücuduma yayılıyordu sanki. O kadar yakındık ki, seslerimiz ve nefeslerimiz birbirine kenetlenmişti. Tüm dünya karşımız...