"Demek gideceksin." Lisa ve Johnny gider gitmez garip bir sessizliğin içinde kalmıştık. Bu sessizliğin bir fırtına getireceğini tahmin edebiliyordum.
"Bizi mi dinledin?"
"Duydum. Olay benim duymam ya da dinlemem değil. Olay bunu bana ne zaman söylemeyi planladığın?"
"Gitmeden bir süre önce." Yavaş yavaş yanıma gelerek, koltukta boş kalan alana oturdu.
"İçinde kalman gerektiğini düşündüren bir şey kalmadı mı? Kalmanı sağlayan bir nedenin yok mu?"
"Sen varsın." Bu doğruydu.
"Ama gitmek istemene sebep olan da benim?"
"Bilmiyorum Yoongi. Her şey çok karışık. Bana biraz zaman ver olur mu?"
"Peki." Yorgunluğu ve üzüntüsü yüzüne yansımıştı.
~
Aradan geçen hafta ikimiz içinde bazı şeylerin normale dönmesi adına iyi geçmişti. Evet, birçok sorun olduğu yerde duruyordu ama etkileri silikleşmişti en azından.
"Günaydın." Her zamanki gibi uyanır uyanmaz beni izleyen Yoongi ile göz göze geldim.
"Günaydın güzelim."
"Şu şekilde bakmayı bırakır mısın? Kendimi kötü hissetmeme sebep oluyorsun."
"Nasıl bakıyorum ki?"
"Böyle işte. Mahzun." Yanaklarını avuçlarımın arasına alarak okşadım.
Bu bir hafta içindeki ilk yakınlaşmamızdı. Uykudaki sarılmalarımızı saymazsak tabii.
Yanaklarını tuttuğum ellerimi kendi ellerinin arasına alıp, öptü. İşte şu an tamamlanmıştım.
"Tamam. Ellerin her zaman beni bulacaksa, her zaman yanımda uyanacaksan, kokun bana bulaşacak ve saçların saçlarıma karışacaksa bakmam öyle."
Ona hala kırgındım ama ona olan sevgim kırgınlığımdan ağır basıyordu.
~
Geçen hafta boyunca Taehyung her fırsatta bizimle konuşmaya çalışmış, Yeri ise sınıfını değiştirmişti. Bu değişikliklere anlam veremesem de pek de umurumda değildi. Yeterince sıkıntı yaşatmışlardı zaten.
"Gençler önümüzdeki hafta okul kısa bir tatile giriyor. Biz de değerlendirelim diyoruz. Ne dersiniz?"
Ders arasında hep birlikte toplanıp, kahvesini gürültülü bir şekilde içen ve planlarını sıralayan Johnny'i dinliyorduk.
"Çok iyi olur aslında. Nereye gitmeyi düşünüyorsunuz?"
"Jeju diye düşündük. Hem siz de oraya gitmediniz. Güzel olur." Lisa'nın cevabı üzerine heyecanla başımı salladım. Burada çok merak ettiğim yerlerden biri kesinlikle Jeju'ydu.
"Jeju'ya mı gidiyorsunuz?" Arkamızdan masaya gelen Taehyung'un sesini duymamla modum düştü. Her yerde bizi nasıl bulabiliyordu anlamıyordum.
"Evet kardeşim." Johnny'nin soğuk ama yapıcı sesi her şeyin özetiydi aslında. Kimse onu burada istemiyordu ama bunu kendisinin anlaması lazımdı.
"Özel bir plan değilse ben de dahil olmak isterim?"
"Abi herkes bireysel gidecek. Gelmek istersen kafana göre."
"Kimler var?"
"Güzel sanatlardan Jennie ve Kai, Taeyong ve Seulgi gelecek. Lisa sen Hyunjin ve Minju da mı gelecek demiştin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stay with me ⋆ yoonrosé
Fanfiction"Sen varsan cennete ihtiyacım yok." Yüzümü avuçlarının arasına alarak konuşmaya devam etti. Ellerinin sıcaklığı yanaklarımdan tüm vücuduma yayılıyordu sanki. O kadar yakındık ki, seslerimiz ve nefeslerimiz birbirine kenetlenmişti. Tüm dünya karşımız...