16 upside down, yoongi

231 59 33
                                    

Ailesiz büyümüştüm. Bu yüzden bir insanın hayatında tecrübe edeceği ilk sevme ve sevilme duygusundan yoksun kalmıştım. Ta ki, bu çocuklarla tanışana kadar.

Eksikliğini hissettiğim her şeyi tamamlamışlardı. Bugün ellerimden kayıp gidenleri bile geri getirebilmek için çabalıyor olmalarına fazlasıyla minnettardım. Bunun anlamı kelimelerle ifade edilemezdi.

"Hyung?"

"Efendim?" Anlamaz gözlerle yüzüne baktım. Muhtemelen duymadığım sorusu için benden cevap bekliyordu.

"Bir şeyler yemek ister misin?"

"Yok kardeşim. Siz yiyin. Kızlar ne yaptılar? Onları evlerine bıraksaydınız." Bir süre odadan çıkmadığım için ne olup bittiğinden habersizdim.

"Chan, Lisa ve Jisoo'yu bıraktı. Geliyor şimdi. Hwasa'da hastaneye gitti. Acil bir ameliyata girmesi gerekiyormuş." Başımı sallamakla yetindim. Kızların çok yardımı olmuştu. Daha fazla kendilerini tehlikeye atmalarını istemiyordum.

Ah, evet tabii. Lisa ve Jisoo'da ekibin birer parçasıydılar. Aslında çocukların çoğu bir yandan da üniversitede eğitimlerini tamamlamaya çalışıyorlardı. Bu yüzden Bay Park'a Roseanne için bu üniversiteyi ayarlamasını söylemiştim. Böylelikle benim dışımda da güvenilir gözlerin etrafında olabilirdi.

"Sehun'un planını uygulamayı düşünüyor musun?" Elinde getirdiği kahveleri dağıtan Jimin'e çevirdim bakışlarımı.

"Düşünüyorum. Ama Roseanne'i sokacağım tehlikeli durum geri basmama sebep oluyor." Sehun dediği gibi birkaç saat sonra tekrar aramıştı ve ona lazım olan ihale dosyalarını kendisine götürdüğümde Roseanne'i bırakacağını söylemişti.

"Sehun salak bir adam değil Yoongi. Ters yaparsan anlayacaktır. Anladığı takdirde Roseanne'e zarar vermeyeceğinin bir garantisi yok. Bence bunu bir daha düşünmeliyiz."

Telefonuma gelen mesajla beraber, bir saattir beklediğim haberi aldım. Bay Park Kore'ye gelmişti ve beni görüşmeye çağırıyordu.

"Ne oldu? Nereye?"

"Bay Park ile görüşmeye gidiyorum."

"Ne?!" Hepsinin aynı anda verdiği tepkiye gülümsedim. Adımımı atacağım sırada Hoseok kolumdan tutarak beni durdurdu.

"Oğlum bu adam gözünü kırpmadan kızını tehlikeye atıyor. Hangi cesaretle tek başına gidiyorsun? Biz de geliyoruz."

"Bana bir şey yapmak istese bile şu an yapmaz çünkü bana ihtiyacı var. Buraya kadar gelmesinin arkasındaki gerçek sebebi öğrenmek için gidiyorum."

"Gerçek sebep derken? Yaşlı amcamızda ne cevherler olduğunu düşünüyorsun hyung?"

"Chae konusunda haber vermek ve yardım istemek için aradığımda durumdan haberi yokmuş gibi yaptı ama aslında ne olduğunu biliyordu. Sakladığı bir şey var ve açığa çıkmasını istemediği için sessiz kalıyor."

"Chae kim? Neyi kaçırdım da bu kişiyi bilmiyorum?" Jungkook'un cümlesi hepimizin kendisine bakmasını sağlamıştı.

"Roseanne işte salak. Kimden bahsediyor olabiliriz." Jimin'in ensesine vurarak konuşmasına göz devirdim. En azından normal seyrinde giden bazı şeyler vardı.

"Abicim kız Interpol ajanı gibi. Bin tane ismi var. Hangisini aklımda tutayım."

"Neyse ben gidiyorum."

"Bekle beni."

"Tek gideceğimi söylemiştim Jimin."

"Senin IMDB'si 8 olan aksiyonlarına hayran olduğumdan gelmiyorum tek yüzük taşıyıcısı Frodo. Şu yaşlı amcamızın telefonunu hacklemeye çalışacağım. Belki başka yaşlı amcalarla yaptığı golf sohbetlerini dinleriz."

stay with me ⋆ yoonroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin